Bir önceki yazımızda yaşlanan sektörler ve akıllanan makinelerden bahsetmiştik. Akıllanan makineleri üreten ülkelerin rekabet endeksindeki yerlerinden bahsetmeye gerek bile yok.
İleri teknoloji ürünlerinin ihracatımız içinde payının %2,5 civarında olduğunu düşünürsek endekste ki yerimizin çok altlarda oluşu da bizi pek şaşırtmamalı.
Bilim Sanayi Bakanlığının bu yılın sonuna kadar koyduğu 1000 ar-ge merkezi hedefi, orta vadede bir farkındalığa yol açar mı? Onu göreceğiz. Asıl sorun, ar-ge merkezi kuran firmaların daha çok devlet desteklerinden yararlanmayı amaçlıyor olmalarıdır; kendilerinden hala pek bir şey sarf etme niyetinde değiller.
Ülkelerin gelişmişlik düzeyinin göstergesi ekonomik büyüme ve ekonomik kalkınmadır. Genellikle birbiri ile karıştırılan bu iki kavram aslında farklı anlamlar taşımaktadır. Toplumsal barışın ve uyumun sağlanmasında, suç oranlarının artması veya azalmasında ekonomik büyüme önemli bir ölçüt.
Ekonomik büyümenin ve ülke olarak gelişmenin, iyileşmenin yolunun rekabetten geçtiğini biliyoruz. Rekabet avantajı kazanmayı sağlayan en önemli araçlardan birisi de kuşkusuz inovasyon.
Ülkemiz inovasyon konusunda ne durumda peki?
Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü ve ABD Cornell Üniversitesi ortaklığı ile hazırlanan 2017 Küresel İnovasyon Endeksleri Raporu'nun sonuçları geçenlerde açıklandı. Açıklanan rapora göre Türkiye küresel inovasyon endeksleri sıralamasında geçen yıla göre bir sıra gerileyerek 128 ülke arasından 43.'üncü sırada yerini aldı.
Rapor 128 farklı ülkenin ekonomisini, patent başvurularından, altyapı ve eğitim harcamalarına kadar birçok ölçütü ele alarak incelendi.
Küresel İnovasyon Endeksleri ile bir ülkenin inovasyon kapasitesi; inovasyon sistemleri, insan kaynakları maliyeti ve araştırması, altyapı tesisleri, piyasa etkisi, ticaret öz yeterliği, bilgi, teknoloji ve inovasyon başta olmak üzere 81 kategoride değerlendiriliyor.
2011 yılından beri dünyanın en yenilikçi ülkesi seçilen İsviçre, bu yıl da listenin en başında yer alma başarısı gösterdi. Listede ilk 10'a giren diğer ülkeler ise İsveç, Hollanda, ABD, İngiltere, Danimarka, Singapur, Finlandiya, Almanya ve İrlanda oldu.
Küresel İnovasyon endeksinin bu yılki teması “Tarım ve gıda sistemlerinde yenilik.”
Önümüzdeki yıllarda tarım ve gıda sektöründe oluşacak talebin yapılacak inovasyonla karşılanması, raporun ana fikrini oluşturuyor.
2016 yılında 138 ülkenin incelendiği raporda 39,03 puanla 42. sırada yer alan ülkemizin 127 ülkenin incelendiği 2017 raporunda 38,9 puan ile 43. Sıraya gerilediği görülüyor.
2017 Yılı Dünyanın En Yenilikçi 50 Ülkesi
1-İsviçre 2-İsveç 3-Hollanda 4-Amerika Birleşik Devletleri 5-Birleşik Krallık 6-Danimarka 7-Singapur 8-Finlandiya 9-Almanya 10-İrlanda 11-Kore Cumhuriyeti 12-Lüksemburg 13-İzlanda 14-Japonya 15-Fransa 16-Hong Kong 17-İsrail | 18-Kanada 19-Norveç 20-Avusturya 21-Yeni Zelanda 22-Çin 23-Avustralya 24-Çek Cumhuriyeti 25-Estonya 26-Malta 27-Belçika 28-İspanya 29-İtalya 30-Kıbrıs 31-Portekiz 32-Slovenya 33-Letonya 34-Slovakya | 35-Birleşik Arap Emirlikleri 36-Bulgaristan 37-Malezya 38-Polonya 39-Macaristan 40-Litvanya 41-Hırvatistan 42-Romanya 43-Türkiye 44-Yunanistan 45-Rusya Federasyonu 46-Şili 47-Vietnam 48-Karadağ 49-Katar 50-Ukrayna |
Yine 2016 yılında Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM),İtalya Büyükelçiliği veİtalyan Ticaret Ajansı ile birlikte İtalya'nın lider düşünce kuruluşu European House Ambrosetti'nin hazırladığı Küresel Cazibe Endeksi'nin sonuçlarına göre Türkiye 45. Sırada yer alırken 1. Sırada ABD, 2. sırada Almanya ve 3. Sırada ise Japonya bulunuyor.
Endekste ki ‘Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı’ başlığında Ülkemiz 69. Sırada bulunurken birinci sırayı ise Singapur elde etmiştir.
Endeksin “Dünya Ekonomi Forumu Küresel Rekabetçilik” başlığında Türkiye 55. Sırada iken ilk üç içersinde yine Singapur ve Amerika bulunmaktadır.
Bütün bu sonuçları uzman gözüyle başlıklar halinde okumaya çalışalım:
- Daha önceki yıllara göre inovasyon endeksinde ileri geçmiş gibi gözüksek de küresel rakiplere karşı ciddi zorluklarımızın olduğu bir gerçek.
- Ülkemizin inovasyon (yenilikçilik) konusunda sıçrama yapacak politikalara ihtiyacı olduğu açıkça görülmektedir.
- En güçlü yanımız, insan kaynağımız. Zaman geçmeden bu güçlü yanımızı aksiyone etmemiz şart. İnsan kaynağımızın yenidünyanın işlevsel becerilerine sahip olmasını sağlamamız gerekiyor.
- Endekste önümüzde olan ülkelerin ar-ge ve inovasyona yaptıkları yatırımlar bizi kat ve kat aşmaktadır. Sadece Samsung firmasının 2016 yılında ar-ge ve inovasyona yaptığı yatırım, bizim ülke olarak yaptığımız yatırımı ikiye katlamaktadır. Ülke olarak bu parametrelerle küresel ligde rekabet etme şansımız maalesef yok. Son yıllarda devletin ar-ge ve inovasyona katkılarının arttığını ama özel sektörün ise üzerine düşeni tam olarak yapmadığını görüyoruz. Özel sektör olarak şapkamızı önümüze alıp düşünmenin zamanı geldi, geçiyor…
- Endüstri 4.0 ve yapay zekanın hâkim olacağı dünyaya doğru giderken, ülkemizin güçlü bir inovasyon manifestosuna ihtiyacı var. Tarafların bir araya gelip bir atılım planı üzerinde çalışmaları şart.
- Teknoparklar ve teknoloji merkezlerine sağlanan vergi muafiyetleri ve teşviklerin tüm bilişim, teknoloji üretimi yapan sektörlere uygulanması gerekmektedir.
- Artık üniversitelerin dünyada gelişen yeni sektörlerin ‘kuluçka makinesi’ olması görev yapması gerekmektedir.
- Üniversitelerde gerçekleştirilen araştırmalar sadece akademik derece amacına bağlı olmaktan çıkarılmalı ve büyük ölçüde sanayinin ihtiyaçlarına yönelik olmalıdır.