Quantcast
Channel: Girişim Haber
Viewing all 7039 articles
Browse latest View live

Gençler; Türkiye, Dünyanın Tekstil Merkezi Konumunda!

$
0
0

Türkiye’nin ihracat ve istihdamda lokomotif sektörleri tekstil ve hazır giyim sektörlerinin geleceğinin parlak olduğunu söyleyen Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Çağlar Bağcı, Türkiye’nin dünyanın tekstil merkezi konumunda olduğunu dile getirdi.

İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü’nde rehber öğretmenlerle bir araya gelen Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Çağlar Bağcı, rehber öğretmenlerden gençlerin tekstil mühendisliği ve tekstil teknikerliğine yönlendirilmesi çağrısında bulundu.

"Katma Değerli Üretim Yapmak Lazım, Markalaşmak Lazım"

Ege İhracatçı Birlikleri ve İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde düzenlenen, Mesleki Gelişim Akademisi eğitimleri kapsamında rehber öğretmenlere seslenen Bağcı, "Tekstil hazır giyim öyle açık bir pazar ki dünyanın en büyüğü olabiliriz. Katma değerli üretim yapmak lazım. Markalaşmak lazım. Bu sektör çok daha büyüyecek. Bu ülkedeki merdiven altı imajı yok oldu. Sektörümüzde tekstil mühendisi ve ara elamana değil aranan elamana ihtiyacımız var." dedi.

"Türkiye, 2000’li Yıllarda Yatırımlarını Doğru Yapamadı"

Türkiye’nin 2000’li yıllarda yurtdışından gelen düşük faizli kredilerle doğru yatırımlar yapmadığı için bugün ekonomik kriz yaşadığına işaret eden Bağcı şöyle devam etti;“Türkiye’nin bugün turizme, tarıma ve tekstil sektörlerine yatırım yapması gerekiyor. Tekstil ve hazırgiyim sektörlerimizde fabrikalarımızı inovatif yatırımlarla büyüttük, sektörde müthiş ARGE ve Tasarım merkezlerimiz var, Endüstri 4.0’ı tekstilde uyguluyoruz. Dünya’nın tekstil merkeziyiz bunu perçinleyebiliriz. Sektörün yabancı dil bilen Tekstil Mühendislerine ihtiyacı var. Yüksek Öğretim Kurumu ile protokol yaptık. Üniversite sınavında ilk 20 binde yer alan üniversite öğrencileri tekstil mühendisliğini tercih ettiği takdirde asgari ücret kadar burs alacak. İlk 20 bin ile 50 bin arasındaki öğrenciler ise; asgari ücretin yüzde 70’i tutarında, ilk 50 bin ile 80 bin arasındakiler ise; asgari ücretin yarısı oranında burs alabilecek. Rehber öğretmenlerimizden beklentimiz gençleri tekstil mühendisliğine yönlendirmeleridir.”

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


İş Yapma Biçimleri Değişiyor, İş İnsanlarının Handikapları Neler?

$
0
0

“Çalışan” olmadan olmuyor velâkin “çalışan”la da olmuyor; en azından kolay olmuyor…

Mesela çalışanlarımızın, yaptıkları işi kendi işleri gibi görmelerini sağlayamıyoruz. Peki, neden? Durum sanki, orta düzey yöneticilerin, namıdiğer mengenelerinin çalışanları preslemelerine patronların sessiz kalma konusundaki ısrarlarından kaynaklanıyormuş görünüyor.

“Çalışanlara değer verme” konusunu diğer ülkeler ciddi yatırımlar yaparak ele alırken bizim pas geçmemiz, aslında, “bir neslin pas geçilmesi” demek oluyor…

“Çalışanların bağlı oldukları kurumlara aidiyeti” sıralamasında neden son yıllarda hep gerilerde kaldık? 

Çünkü:

Aidiyet demek, heyecan demek ve iş yeri bu heyecanı çalışanında uyandıramıyorsa o çalışanın işe ayaklarının geri geri gitmeden gelmesi mümkün olmuyor; gün içindeki tek derdi, mesai saatlerimin bitmesini beklemekten ibaret oluyor.

“Çalışan aidiyeti”nin geçmiş dönemlerde daha yüksek olmasının sebebi, firmaların büyüme sürecindeki en zor dönemde, firmaları yükseltmek için patronlarla çalışanların tek ruh olmaları idi. Yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi çünkü hiyerarşik kalıplar henüz tam oturmamış, yetki sınırları tam netleşmemişti.

Sonra firmalar büyüdü, büyüdü ve üst yönetimle çalışanlar arasına duvarlar, kurallar girmeye başladı. Gelinen son noktada ise “çalışan”, işe alımlardaki başvuru sayısından ibaret olmaya başladı.

Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinin “çalışan bağlılığına uygulanması” üzerine yapılan uyarlama, ilginç yaklaşımlara sahip:

  • Çalıştığı kuruma yüksek derecede bağlılık gösteren çalışan, “Diğerleri için ne yapabilirim?” diye, bağlılık göstermeyen çalışan ise “Benim için önemli olan, fazla mesai için ödenen ücrettir.” diye düşünür.
  • Çalıştığı kuruma yüksek derecede bağlılık gösteren çalışan, “Diğerlerini en iyisini yapması için teşvik ederim.”, bağlılık göstermeyen çalışan ise “Yasal olarak hakkımdan daha fazlasını kullanmaya çalışırım.” diye konuya yaklaşır.
  • Çalıştığı kuruma yüksek derecede bağlılık gösteren çalışan içinden “Ben işinde hızlı ve başarıyı yükselten biriyim.” diye, bağlılık göstermeyen çalışan ise “Yaptığım işi sevmiyorum ama çalışmak zorundayım.” diye geçirir.
  • Çalıştığı kuruma yüksek derecede bağlılık gösteren çalışan, “Geniş ve büyük bir organizasyonun bir parçası olduğumu biliyorum.”, bağlılık göstermeyen çalışan ise “Ekibimle çalışmayı sevmiyorum.” der (ve iş ilanlarına bakmaya devam eder...).
  • Çalıştığı kuruma yüksek derecede bağlılık gösteren çalışan, “Kendimi ve işimi önemli hissediyorum.” duygularını taşır, bağlılık göstermeyen çalışan ise sadece para için çalıştığını belirtir, “bulduğum ilk fırsatta işi bırakabilirim.” görüşünü kuvvetli şekilde içinde yaşatmaya devam eder. 

İş Adamlarımızın Handikapları

Gücün yer değiştirdiği fikrini iş adamlarımızın önemsemesi gerekiyor. Evet, güç yer değiştirdi!

İş yazarı Jim Collins, her yirmi yılda büyük bir yönetim fikrinin ortaya çıktığını söylüyor ve devam ediyor: 

  • 1900’lerde, diyor, şirket icat edildi,
  • 1920’lerde ise “yönetim”, bilim oldu,
  • 1960’larda yalın, sürekli gelişme fikrinin geçerli olduğu dönemi yaşadık,
  • 1980’lerde ise girişimcilik ve yeniliğin tekrar eden bir süreç olduğu fikri geliştirildi,
  • Şimdi ise kurumların artık değer yaratacak yapılar olmadığı, onun yerine gücün bireylere geçtiği fikrinin geçerli olduğu bir dönemin içindeyiz.

Collins şöyle devam ediyor: “Çalışanlar zamana veya fiziksel varlıklarına göre değil, fikirlerine göre işe alınırlar ve fikirleri ile hedeflerine uygun değer ürettiklerine bağlı olarak maaş alırlar. Ama aynı zamanda verilen değer kadar da değer katarlar firmaya.”

İş Yapma Biçimleri Nasıl Değişim Geçiriyor?

Örneklere devam:

  • “Mal satma” bitti, değer transferi başladı.
  • “Taşıma” kelimesi, yerini “sunma”ya bıraktı: “İstediğiniz değeri en iyi şekilde biz sunarız.”.
  • “Çalışan” dönemi bitti. Birlikte yolculuk yaptığımız “kabile üyeleri” var şimdi.
  • İş yerleri artık salt “iş yeri” olarak değil, hayatın büyük bir kısmının geçirildiği “ikinci ev” olarak görülüyor.
  • “Müşteriler” bitti, hizmet ettiğimiz “efendilerimiz” var bugün.
  • Bilinmeyenleri öğrenmek için zahmete girmek eskide kaldı. Şimdi, arama motorlarına müracaat etmek kâfi.
  • “İhtiyacım kadar harcarım.” demek bir şeyi değiştirmiyor; kazançtan, sistemin ve piyasa ekonomisinin istediği miktar verilmek durumunda, alternatifi yok.
  • “Amir’im”, “Müdür’üm”, “Şef’im” vb. hiyerarşik tanımlamalar artık işlevsel ve motive edici değil, hatta kısıtlayıcı oluyor. Artık, işe bağlı eş seviyelilik ve proje bazlı yetkilendirmeler var. 
  • “Mesai” kavramına da elveda! “Eve göndermeme” akımına hoş geldiniz. Cazip tekliflerimizle sizi “eve göndermemeye” kararlıyız.
  • “Rakip”ler yerine, “birlikte maraton koşulan ve envai çeşit stratejiyle temposunu birbirine göre ayarlayan koşucular” var. Yan yana koştuklarımızı geçmeye ya da birinci gelmeye değil, yarışta kalmaya odaklanmamız önemli.
  • Değişim geçiren bir diğer kelime de “üretim”. Onun yerine, “pazarın beklentilerini karşılama” öbeğini kullanmak faydalı.
  • Mavi yaka-beyaz yaka ayrımı biterken herkese her konuda danışılan “inovasyon fikir sistemleri”ne geçiliyor.
  • Beyaz yaka, rutine takılıp kalmışken işveren, onlardan kendilerini aşmasını ve görülmeyen noktaları kendisine göstermelerini bekliyor. 
  • Markalaşmayı ve markaya verilen değeri tekrar konuşalım. Kişiler için bir marka, yaşam bulmacalarının tamamlandığı bir kulübe ait olmaları anlamına geliyor.
  • “Pazarlama” kelimesi efsununu yitirmeye başlıyor. Pazarlama, “müşterinin istediğini ona kazandırmak”la yer değiştiriyor.
  • Filozoflara göre “çeşit öldürür”. Bu bakış açısıyla firmalar için fazla çeşit demek, çöküş demek. Keza dünyanın en başarılı firmalarının özelliği, çeşit sayılarının az olması. Ürünlerini çeşitlendirecek olanlar iyi düşünmeli!
  • “Risk” olumsuz mu, yoksa olumlu bir kavram mı, tekrar gözden geçirilmeli çünkü risk, gündelik hayatın tam merkezinde ve kazandıran şeyin ta kendisi; tabii iyi yönetmek şartıyla.
  • Bugün büyüyen firmaların yaptığı şey, kendi yaptıkları işte büyük bir örneklik oluşturmak. Bunu da işlerinde “en iyi” olarak başarıyorlar. Dolayısıyla bir firmanın misyonu para kazanmak değil, “bir eser bırakmak” olmalı ancak.

Rapor: Dünya Yaşlanmamak İçin 1 Trilyon Dolar Harcıyor!

$
0
0

KPMG'nin 'Küresel Tatil ve Eğlence Sektörü 2019 Araştırması'na göre 2015-2017 yılları arasında 4.2 trilyon dolarlık bir hacme ulaşan sağlıklı yaşam ekonomisinde en büyük harcama kalemini kişisel bakım, güzellik ve yaşlanma karşıtı ürünler oluşturuyor.

Uluslararası vergi, denetim ve danışma firması KPMG'nin tatil ve eğlence sektörünün geleceğini incelediği 'Küresel Tatil ve Eğlence Sektörü 2019 Araştırması', sağlıklı yaşam ekonomisinin son yıllarda geçirdiği dönüşüm ve ulaştığı hacimle ilgili çarpıcı sonuçlar içeriyor.

Rapora göre küresel sağlıklı yaşam ekonomisi, 2015-2015 yılları arasında, yıllık yüzde 4.8'lik büyüme oranı ile 4.2 trilyon dolarlık bir hacme ulaştı. Global Wellness Institute'un 2018 araştırmasına göre küresel sağlıklı yaşam ekonomisinde en büyük harcama kalemini 1,083 trilyon dolarla kişisel bakım, güzellik ve yaşlanma karşıtı ürünler oluşturuyor. Bakım ürünlerini 702 milyar dolarla sağlıklı gıda, beslenme ve kilo verdirme ürünleri takip ediyor, üçüncü sıradaysa 639 milyar dolarla sağlık turizmi geliyor.

Araştırmaya göre sağlıklı yaşam ekonomisini oluşturan 10 kalem şöyle sıralanıyor:

  • Kişisel bakım, güzellik ve yaşlanma karşıtı ürünler: 1,083 trilyon dolar
  • Sağlıklı gıda, beslenme ve kilo verdirme ürünleri: 702 milyar dolar
  • Sağlık turizmi: 639 milyar dolar
  • Fitness ve mind body: 595 milyar dolar
  • Önleyici/kişiselleştirilmiş hekimlik ve kamu sağlığı: 575 milyar dolar
  • Geleneksel/ücretsiz hekimlik: 360 milyar dolar
  • Sağlıklı emlak piyasası: 134 milyar dolar
  • Spa ekonomisi: 119 milyar dolar
  • Kaplıca ve termaller: 56 milyar dolar
  • İşyeri sağlığı: 48 milyar dolar

KPMG Türkiye'den İlaç ve Sağlık Sektör Lideri Hakan Orhan, "Tüketicilerin tercihleri ve değerleri değiştikçe, firmalar da hizmet ve ürünlerini bu değişimlere göre şekillendiriyor. Dünya nüfusu yaşlanıyor, ortalama yaşam süresi uzuyor. İnsanlar daha uzun yaşamak için sağlıklarına, yediklerine, içtiklerine dikkat ediyorlar, spor yapıyorlar. Bunun en büyük kanıtı, sağlıklı yaşam ekonomisinin ulaştığı büyüklük" diye konuştu.

Devletler de Kamu Sağlığının Korunması Amacıyla Yeni Adımlar Atıyor

Artan tüketici bilinci ile birlikte değişen kamu politikaları da sağlıklı yaşam ekonomisini yön veriyor. İngiltere'de yetkililer, kamu sağlığının korunması amacı ile bir dizi yeni değişikliğe gitti:

  • Şeker vergisi: Nisan 2018'den bu yana içecek firmaları, sattıkları yüksek şeker oranına sahip içecekler için ekstra vergi ödüyor. İngiliz Hazine Bakanlığı, 'şeker vergisinden' yılda 500 milyon Sterlin'in üzerinde bir gelir elde edileceğini öngörüyor. Vergi değişikliğinin ardından pek çok firma, içeceklerindeki şeker oranlarını düşürmeye başladı.
  • Daha küçük porsiyon: Kamu Sağlığı Bakanlığı'nın başlattığı kampanya kapsamında İngilizler kahvaltıda maksimum 400 kalori, öğlen ve akşam yemeğinde ise maksimum 600 kalori tüketmeye teşvik ediliyor.
  • Alkole sınırlama: İskoçya'da halkı daha az alkol tüketmeye teşvik için, İngiltere'deki şeker vergisine benzer bir uygulamaya geçilmesi planlanıyor.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

BATEM'in Geliştirdiği İlk Tescilli Karanfil Dünya Pazarına Açılıyor!

$
0
0

Yıllık 400 milyon dal karanfil ihracatı yapılan Türkiye'de, yerli üretim için BATEM'in geliştirdiği ilk tescilli karanfil dünya pazarındaki yerini almaya hazırlanıyor.

Türkiye'nin 100 milyon dolarlık süs bitkileri ihracatının yüzde 65'inin karşılandığı Antalya'da, yerli karanfil çeşidinin geliştirilmesi, üretim maliyetlerinin düşürülmesi ve döviz kaybının önlenmesi için Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü'nün (BATEM) geliştirdiği tescilli karanfil, bir firmaya ihale yoluyla satıldı.

Antalya'nın Aksu ilçesindeki BATEM seralarında üretilen, Türkiye'nin ilk yerli ve milli karanfili özelliğini taşıyan "Likya Kaya" karanfilini, ihaleyi kazanan bir firma üreterek başta Avrupa olmak üzere farklı ülkelere ihraç edecek. Her yıl özellikle Hollanda ve İsrail gibi farklı ülkelerden anaç ve fide ithal ederek üretim yapan firma, pembe renkli ve güzel kokulu karanfili 36 ülkeye ihraç etmeyi hedefliyor.

BATEM Müdürü Dr. Abdullah Ünlü, geçen yıl Türkiye'de ilk defa yerli ve milli karanfil çeşidini tescillendirdiklerini hatırlatarak, çeşidi özel sektöre devrettiklerini söyledi. İhale açarak, Likya Kaya karanfilini 7 firmanın kurduğu çiçek firmasına 5 yıllığına devrettiklerini ve 5 yıllık ihale bedelinin 15 bin 600 lira olduğunu belirten Ünlü, firmanın Türk markasını dış pazara ulaştıracağını şu sözlerle dile getirdi: "Artık Türkiye'nin yerli ve milli karanfili, dünyanın farklı coğrafyalarına ihraç edilecek. İlk olması nedeniyle önemli. Karanfilde materyal olarak dışa bağımlığımız var. İnşallah bunu, bu süreçte kırarak ülkemize katma değer yaratan ürünler kazandırarak, döviz kaybının önlenmesine katkı sağlarız."

"36 Ülkeye Karanfil İhraç Etmeyi Hedefliyoruz"

Tescilli karanfili satın alan firmanın yönetim kurulu başkan yardımcısı Ömer Gündeşlioğlu da Avrupa ülkelerinin tamamına, Balkanlara, Rusya ve Japonya'ya kadar birçok ülkeye karanfil ihraç ettiklerini anlattı.

Türkiye'nin ilk yerli ve milli karanfilini satın almaktan mutluluk duyduklarını dile getiren Gündeşlioğlu, "Özlemini duyduğumuz bir eksikliğimizi gideriyoruz. Bu çeşidin yaygınlaşacağına inanıyorum. 'Bizim de tescilli çeşidimiz var' diyerek iftiharla pazarlamak istiyoruz. Bu yıl içerisinde yerli ve milli karanfilimizin ihracatına başlıyoruz. Hollanda, Almanya, İngiltere, Rusya ve Japonya başta olmak üzere 36 ülkeye ihraç etmeyi hedefliyoruz. Artık dünya pazarında Türkiye'nin yerli ve milli karanfili yerini alacak. Dünya pazarında 'bizim karanfilimiz var' diyebilmek kadar onur verici bir şey yok." dedi.

arastirma.tarimorman.gov.tr/batem web adresini ziyaret ederek Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (BATEM) ve çalışmaları hakkında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. TRT Haberkaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Dikkat, Online Yurt Dışı Alışverişlerinde Vergilendirme Değişti!

$
0
0

İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği'nden yapılan açıklamaya göre, Resmi Gazete'de yayımlanan 1111 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile online yurt dışı sitelerinden yapılan ve değeri 22 avroyu geçmeyen alışverişlerdeki vergi muafiyeti kaldırıldı. Böylelikle yurt dışı sitelerinden yapılan alışverişlere vergi uygulaması başlamış oldu.

Açıklamada görüşlerine yer verilen İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği Genel Sekreteri Mustafa Sezen, e-ticaret siteleri kanalıyla yurt dışından yapılan alışverişlerde vergi uygulamasının başladığını belirterek, "Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2018’de Türkiye’ye ‘mektup’ adı altında 26 milyonu Çin'den olmak üzere 60 milyon adet ticari ürün girişinin olduğunu ve bunların değerinin 3 milyar avroyu (yaklaşık 20 milyarı TL) bulduğunu açıkladı. Konu ile ilgili olarak geçtiğimiz aylarda açıklama yapan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, 'Bireysel İthalat' olarak tabir edilen online yurt dışı alışveriş sisteminin hem perakende sektörünü tehdit ettiğine hem de vergi kaybı ve cari açık olarak ekonomiyi etkilediğine dikkat çekti." değerlendirmesinde bulundu.

15.05.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 1111 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile gerek vergi kaybının önüne geçebilmek gerekse özellikle Türkiye’ye giriş yapan ithal ürünlerin bir kısmının ülke ve tüketiciler için çeşitli güvenlik riskleri içermesi nedeniyle online yurt dışı alışverişlerinde vergi döneminin başladığını aktaran Sezen, Resmi Gazete’de yayımlanan online yurt dışı alışverişlerindeki değişikliklere ilişkin şunları kaydetti:

"Posta ya da hızlı kargo yolu ile Türkiye'ye gelen değeri 22 avroyu aşmayan eşya için uygulanan genel gümrük muafiyeti kaldırılmıştır. Muafiyet, sadece toplam değeri 150 avroyu geçmeyen kitaplara uygulanacaktır. 22 avroluk muafiyet kaldırıldığı için kıymeti bin 500 avroyu geçmemek şartıyla posta veya hızlı kargo taşımacılığı yoluyla gelen eşyanın değeri üzerinden; AB ülkelerinden doğrudan gelmesi durumunda yüzde 18, diğer ülkelerden gelmesi durumunda yüzde 20, kitap veya benzeri basılı yayın için yüzde sıfır, Özel Tüketim Vergisi Kanunu'na ekli (IV) sayılı listede yer alan (kozmetik ürünleri, kürkler ve kürkten giyim eşyası, manikür ve pedikür takım ve aletleri, klimalar, ısıtıcılar, beyaz eşyalar, mikrofon, hoparlör, kulaklık, amplifikatörler, ses kayıt ve çalma cihazları, televizyon, projektör, kamera, ses ve görüntü cihazları, kristal avizeler ve benzeri) eşya olması durumunda yukarıdaki oranlara ilave yüzde 20 oranında tek ve maktu bir vergi tahsil edilecektir. Diğer taraftan, kitaplar için daha önceden uygulanan yüzde 8’lik maktu vergi kaldırılmıştır. Eskiden yolcu beraberinde 2 takvim yılında bir adet getirilebilen cep telefonu, yeni uygulama ile 3 takvim yılında bir adet getirilebilecektir.”

AAkaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Turizmci Girişimciler, Turizmde Dijital Yol Haritası Belirlendi!

$
0
0

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) ile Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) ortaklığında projelendirilen ve EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri tarafından rapor aşaması tamamlanan “Turizm Sektörü Dijitalleşme Yol Haritası Raporu”, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen lansmanla tanıtıldı.

2018 Eylül ayından bu yana toparlanan veriler ışığında belirlenen yol haritası, seyahat acentalarının dijital trendleri nasıl takip edeceği ve stratejilerini nasıl geliştirecekleri hakkında turizm sektörüne özel olarak hazırlandı.

TBV Genel Sekreteri Çağdaş Ergin’in açılış konuşmasıyla başlayan lansmanda, kürsüye ilk olarak TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz B. Bağlıkaya davet edildi. Turizm sektörü için çok değerli bir çalışmaya imza attıklarını belirten Bağlıkaya; “Artık tüketicilerin yaklaşımlarını belirlemede dijital süreç çok belirgin bir rol üstleniyor. Biz de bu projeyle dijital dünyaya ayak uydurmak istedik. Kısa, orta ve uzun vadede sektörümüzün dijitalleşme yol haritasını içeren bu proje, inanıyorum ki bir referans kaynağı olacak ve dijitalde atılım yapmamızı sağlayacaktır” sözleriyle TÜRSAB olarak seyahat acentalarının dijital dönüşüme uyum sağlamaları için her türlü desteği vereceklerini dile getirdi.

"Analog Kuşak Artık Değişmeye Başlıyor"

TBV Başkanı ve Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faruk Eczacıbaşı ise, TÜRSAB ile böyle önemli bir projeye imza attıkları için duyduğu memuniyeti ve projenin önemini şu sözlerle dile getirdi. “Analog kuşak artık değişmeye başlıyor. Turizm de bu gelişmelerden payını alacak. Ülkemizin en önemli sektörlerinden biri olan turizm sektörüne katkı sağlamaktan ötürü son derece minnettarız.” 

Daha sonra kürsüye çıkan EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri İş Geliştirme Direktörü Mehmet Gülez, yol haritasının ayrıntılarını içeren bir sunum gerçekleştirdi. Amaç ve Yaklaşım, Yeni Nesil Turizm Stratejileri, Turizmde Dijitalin Önemi, Akıllı Turizm, Turizm X.0 ve Turizm Sektörü Dijitalleşme Yol Haritası başlıklarıyla katılımcılara aktarılan sunumun ardında kürsüye gelen Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu, projenin dijital dünyada sağlayacağı avantajlardan bahsetti.

TÜRSAB-TBV Dijital Dönüşüm Lansmanından Önemli Notlar

  • 2020 yılında, dünya genelinde internet cihazların sayısı 20,4 milyara ulaşacak. 2019’da günlük işler için kullanılacak internete bağlı cihaz sayısı yaklaşık 3,6 milyara çıkacak. 2020 itibariyle yapay zekanın yaratacağı iş hacminin ise 2,3 milyon olacağı tahmin ediliyor.
  • Yapay zeka sistemleri, endüstri 4.0 ile 5G teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla ekonomide dahil olmak üzere çalışma hayatının pek çok alanında etkisini artıracak. Sanal gerçeklik uygulamaları, sesli arama, yapay zeka uygulamaları günlük hayatımıza girdi.
  • Örneğin yüz tanıma sistemleri havalimanlarında kullanılmaya başlandı. ABD’de 6 havalimanında başlayan yüz tanıma sistemleri yakın zamanda Türkiye’de de uygulanmaya başlayacak. Bu sistemi Aruba Happy Flow; Aruba Havayolu, KLM, Schipol Grup ve Vision-Box işbirliği ile hayata geçirdi.
  • Yapay zeka gibi teknolojik gelişmeler tüketicileri de değiştiriyor. Geleceğin tüketicisi; Süper tüketici olarak adlandırılıyor. 
  • 2020 yılına kadar, web taramasında sesli aramanın kullanım oranı %30’a ulaşacak. 2020 yılında global çapta Blockchain teknolojisinden faydalanan firma oranı yüzde 65’e yükselecek.

Turizmde Dijital Uygulama Örnekleri

  • Sanal gerçeklik uygulamaları turizm sektöründe de uygulanmaya başladı. Thomas Cook mağazalarına yerleştirdiği gözlüklerle müşterilerine tatil deneyimi yaşatıyor. Thomas Cook, Google Analytics Premium kullanarak kişiye özel tatil reklam çalışmaları ile 2016 yılında %72 gelir artışı sağladı.
  • Public Hotels self servis, check-in, anahtar aktivasyonu tabletler ve günlük hayatta kullanılan mesajlaşma uygulamaları ile entegre çalışan otel chatbotlarını uygulamaya soktu.
  • TUI, yapay zeka ile destinasyonlarla müşterilerini eşleştireceği uygulama için çalışmalara başladı.
  • Amadeus Robot Seyahat Uygulaması, acenta içerisinde bekleme alanında müşterilerin seyahat beklentilerini anlamak için öneriler geliştiriyor.
  • Markaya bağlılık yaratma ve müşteriyi elde tutma stratejilerinde sadakat programları büyük rol oynuyor. Yapılan araştırmalara göre; yeni müşteri kazanma, mevcut müşteriyi elde tutmadan 5 kat daha maliyetli. Yeni müşteri ile uzun ilişki kurmak ise mevcut müşteriden 16 kat daha maliyetli.
  • Robotlar artık otellerde görev alıyor. Hilton otellerinde, ‘Connie’ isimli bir robot, resepsiyonda görev yapmaya başladı. 
  • Nesnelerin interneti çağında ısı ayarlaması yapabilen akıllı çarşaflar aynı zamanda kişiyi uyandırabiliyor.
  • Akıllı sokak lambaları sayesinde harcanan elektriğin süre ve miktarı kontrol altına alınabiliyor.
  • Akıllı yastık, akıllı diş fırçasından sonra fazla kilolardan kurtulmak için akıllı çatal da hayatımıza girdi.

Akıllı Şehir Uygulamaları Giderek Önem Kazanıyor

  • Paris’in, “Visit Paris by Metro” ile şehrin tarihi ve kültürel mekanlarına metroyla nasıl gidilebileceğini gösteren uygulaması büyük ilgi görüyor.
  • Hindistan 100 şehirde akıllı uygulamalar için çalışmaya başladı. 
  • Dubai drone taksi uygulamasına hazırlık yapıyor. Aynı zamanda Dubai, blockchain temelli Dubai Points uygulamasını başlattı. Yine Dubai Token uygulamasıyla kenti gezen ve alışveriş yapan turistler mobil uygulama üzerinden Dubai Token kazanabiliyor. 
  • Singapur ise sürücüsüz taksiler için yatırım yapıyor.
  • San Francisco’daki akıllı sokak lambaları sayesinde enerji istihdamında %130’dan fazla artış sağlandı. 
  • Turistlerin telefonları ile bilgi edinebilecekleri QR Kod uygulaması ile dikkat çeken Barselona turistlerin ziyaret ettiği yerlerdeki yoğunluk haritasını çıkardı.
  • Santa Cruz’da polis kayıtlarının her an incelenebilmesi için akıllı bir ağ geliştirildi.
  • Barselona genelinde karbondioksit tüketimini azaltmak için akıllı uygulamalar geliştirildi. Ayrıca şehirde dünyada bir ilk olan “solar termik enerji tüketimi” yazısı yayınlandı ve şarj altyapısının oluşturulması için çalışmalar başlatıldı. 
  • Hollanda’nın Oss şehrindeki otoyola çizilen özel çizgiler güneş enerjisini depolayıp gece yolun aydınlanmasını sağlıyor. Bu sistem enerji tasarrufunun yanı sıra trafik kazalarını azaltmada da etkili. 
  • Hollanda Groningen de tamamen dolu olduğunda sinyal veren çöp konteynırları geliştirildi.
  • Çin, Hong Kong’da akıllı yol bulma servisi, trafik durumu öğrenme gibi alt yapıyı güçlendirici akıllı şehircilik uygulamaları yapılıyor.

Mobil Teknoloji Baş Döndüren Bir Hızla İlerliyor

  • Mobil rezervasyonların oranı her geçen yıl katlanarak artıyor. Türkiye’deki insanlar günde ortalama 3 saatini telefon ekranında geçiriyor.
  • İnternette her ay 6 milyar saatlik video izleniyor. Bu kadar videoyu bir insanın izlemesi tam 684 bin yılını alır. Video izleme trendi 2018’de bir önceki yıla göre %50 büyüdü. Uzmanlar, video trendinin devam edeceğini öngörüyor. 
  • Instagram’a her gün 100 milyon fotoğraf yükleniyor. 
  • Youtube’da her gün 6 milyar video izleniyor. 
  • Instagramda her gün 4,1 milyar ‘like’ yapılıyor.

2019 Yılı İtibariyle Sosyal Medyada 1 Dakika

  • Instagram'da yaklaşık 350 bin fotoğraf görüntüleniyor. 
  • 41,6 milyon Whatsapp ve Messenger mesajı gönderiliyor.
  • 87 bin 500 tweet atılıyor. 
  • Youtube’ta 4,5 milyon video izleniyor. 
  • Google’da 3,8 milyon arama yapılıyor. 
  • Facebook’a 1 milyon giriş yapılıyor.
  • 390 bin program indiriliyor.
  • Online satış kanallarından 996 bin 956 Dolarlık satış gerçekleşiyor.

Yeni Turizm Trendleri Neler?

Değişen dünya turizm trendlerine de yansıyor. Öne çıkan bazı turizm trendleri şöyle:

  • Büyükşehirlere benzer destinasyonlar önem kazanıyor. Örneğin Barcelona yerine Sevilla, Valensiya gibi…
  • Büyükbaba, çocuk ve torundan oluşan üç kuşaklı tatiller öne çıkıyor. 
  • Çevreye olan duyarlılık yaygınlaştırıyor. SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM önem kazanıyor. 
  • Sosyal adaleti, bölgesel kalkınmayı, doğal, yerel ve kültürel değerlerin korunmasını içeren "Sorumlu Turizm" trendi yükselişe geçti.
  • Başarı Hedefli Yolculuk Deneyimi ve Macera Gezilerine ilgi dikkat çekiyor.
  • Otantik Gastronomi Turizmi
  • Kadın Gezginlerin oranı artıyor.
  • İş ve Eğlence Seyahati Entegrasyonu
  • Gastronomi turizmi dünyada yükselen bir trend. Bu alanda milyonlarca turist ağırlayan İspanya’da gastronomi turları 5 bin Euro’ya kadar çıkabiliyor.
  • Sürdürülebilir ve Sorumlu (Responsible) turizm dünya genelinde önem kazanıyor. Küresel çapta yaşanan iklim değişiklikleri nedeniyle yaşanan kasırga, tayfun, yağmur ve kar fırtınaları, orman yangınları ve kuraklık çok daha şiddetli yaşanıyor. 
  • Dünya alarm vermeye başladı. Örneğin; Jakarta’nın sular altında kalacağı belirten uzmanlar, dünyadaki büyük şehirlerden Cape Town’ın susuz kalabileceği uyarısında bulunuyor.  
  • 2050’ye kadar pasifik adalarından iklim değişikliği yüzünden 75 milyon kişinin göç etmek zorunda kalacağı ifade ediliyor.
  • Kültür ve sürdürülebilir turizmle doğrudan bağlantılı olan yaratıcı turizm, turistlerin doğrudan kültürel uğraşı ve otantik tecrübeler için seyahat etmesi, farklı bölgelerin kültürel mirasına, sanatına, günlük yaşantı ve uğraşılarına tanık olması ve katılması anlamına geliyor. Bugün UNESCO Yaratıcı Turizm Ağı’na dahil 187 kent bulunuyor. Türkiye’den Gaziantep, İstanbul, Kütahya ve Hatay bu listede yer alıyor.

Yaratıcı Turizmde Son Trendler Neler?

  • Keşfederek kendin yarat 
  • İş ve tatil bir arada (Bleisure)
  • Spritüal Yolculuk (Kendine Yolculuk)
  • Aktif Tatil Paketleri
  • Kültürü Tat / Yerel Lezzetler-Gastronomi 
  • Yaşa, Sev, Öğren / Yaratıcı Turizm ve Yerinde Öğrenme
  • Harekete Geç / Spor
  • Tarihi Keşfet
  • Tarım ve Doğal Hayatı Öğren
  • Doğayı seç

Haberimizi turizm sektöründe faaliyet gösteren okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Bulut Tabanlı CRM ve Muhasebe Yönetimi Girişimi: Evobulut!

$
0
0

Kobilerin müşteri ilişkileri, satış, satın alma, finans ve üretim süreçlerini webden, mobilden, tabletten kısacası her yerden ve her cihazdan yönetmelerini sağlayan bulut tabanlı platform Evobulut, 1 yıl gibi kısa bir sürede 1000'i aşkın kullanıcıya ulaştı.

2004 yılında Ozan Aycan ve Ercan Ilık isimli iki girişimci tarafından kurulan Evosoft yazılım firması tarafından 2016 - 2018 yılları arasında geliştirilen Evobulut pazardaki rakiplerin aksine sadece tek bir soruna çözüm bulmaktan öte firmaların müşteri ilişkileri (CRM), stok, cari, fatura, sipariş, teklif, finans, üretim ve muhasebe modülleri ile tüm süreçlerini yönetmeyi sağlayan bulut tabanlı bir platform olma özelliği taşıyor. 

2004 yılından 2015 yılına kadar kobilere ticari yönetim sistemi, üretim yönetim sistemi, mağazacılık yönetimi, saha satış sistemi, e-ticaret satış sistemi gibi yazılımlar geliştiren ve bu yazılmların satışını Türkiye ve Azarbeycan pazarında gerçekleştiren Evosoft, 2015 yılında tüm yazılımları buluta taşıma kararı aldı. Hızlı bir şekilde bulut plaftorm üzerine yeni Ar-Ge çalışmalarına başlayan Evosoftk, 2016-2018 yılları arasında KOSGEB ve Tübitak Ar-Ge inovasyon destekleri ile birklikte Evobulut ürününü geliştirdi.

Evobulut'un geliştirilmesindeki en temel hedef firmaların ilave yazılımlar kullanmadan tek bir plaftorm üzerinden tüm süreçlerini yönetebilmelerini sağlamaktı. Evobulut'un bulut alt yapısı sayesinde firmalar hiçbir sunucu, yedekleme, güvenlik yazılımları vb. donanım ve yazılımlara yatırım yapmadan çok uygun maliyetlere aylık kiralar ödeyerek süreçlerini yönetebilmekte. Son zamanlarda yaygınlaşan güvenlik saldırıları, şifreleme virüsleri, güvenlik açıkları gibi konulara kafa yormadan sadece işlerine odaklanabilmekte.

Evobulut'un modüler yapısı sayesinde farklı sektörlere hızlı bir şekilde çözümler geliştiren Evosoft; Avukatlar ve hukuk büroları için Avukat Bulut Ürünü, doktorlar ve muayeneler için ise Sağlık Bulut Ürününü geliştirmiş ve ürün ilgili pazarlar tarafından kullanılmaya başlanmıştır.

Dijital dönüşüm ürünleri olan e-fatura, e-arşiv fatura, e-defter, e-teklif, e-satınalma, e-portal modülleriyle kobileri dijital dünyaya taşıyan Evosoft, Api alt yapısı ile bulut santralleri, mail sunucuları, e-ticaret mağazalarını, web sitelerinizi Evobulut ile entegre ederek tüm süreçlerinizi tek bir platform üzerinden yönetmenizi sağlıyor. Örneğin; bulut santral entegrasyonunu kullanarak müşterileriniz ile yaptığınız telefon görüşmelerini kayıt altına alıp, mail entegrasyonu ile ise tüm mail trafiğinizi Evobulut ile yönetebiliyorsunuz. E-ticaret apisi sayesinde n11, gittigidiyor vb. mağazaları ya da kendi sitenizi Evobulut ile bağlayarak stok, sipariş ve fatura süreçlerinizi tek elden yönetebiliyorsunuz.

Kısa sürede uzun yol katederek dünyaya yayılmayı hedefleyen Evobulut, avukat, satış, crm, sağlık, şantiye, oto kiralama ürünleri üzerinden aylık ve yıllık olarak kullanıcı bazlı gelir elde ediyor.

www.evobulut.com web adresini ziyaret ederek bulut tabanlı CRM ve Muhasebe Yönetimi girişimi Evobulut hakkında daha detaylı bilgi edinebilirsiniz. Girişim tanıtım  haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Edison Altın Ödülü'ne Sahip Dünyanın En Akıllı Bastonu: WeWalk!

$
0
0

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada 253 milyon görme engelli bulunuyor, geleneksel bastonlar görme engellilerin günlük hayatta karşılaştığı birçok soruna artık cevap veremiyor. Akıllı teknolojiler, nesnelerin interneti gibi kavramların gündelik hayatta kapladıkları yer artmaya devam ederken, bu teknolojilerin cevap verdikleri ihtiyaçların alanı da genişliyor. 

Young Guru Academy (YGA) ve Vestel mühendislerinin geliştirdiği ve Mete Mordağ’ın endüstriyel tasarımını üstlendiği dünyanın en akıllı bastonu WeWALK, görme engellilerin günlük hayatta karşılaştıkları sorunlara çözüm yaratmak amacıyla geliştirilen Edison Altın Ödülü’ne sahip bir ürün.

Amerika’nın inovasyon alanındaki en prestijli ödüllerinden olan 2018 Edison Altın Ödülü’ne sahip olan WeWALK, sahip olduğu birçok teknolojik özellikle dikkat çekiyor. WeWALK, Google Haritalar ve Alexa sesli asistanla uyumlu; engel algılama, akıllı telefon entegrasyonu ve açık kaynak platforma sahip yapısıyla gelişime açık bir ürün. Bluetooth ile cep telefonuna bağlanan WeWALK, touchpad üzerinden telefon kontrolü sağlayarak bir elin tamamen boşta kalmasına imkan veriyor. Bu sayede günlük hayatta görme engellilerin toplu taşıma araçlarına binerken, kalabalık bir caddede yürürken veya bir merdivende yaşadıkları denge problemlerini de en aza indirmiş oluyor.

WeWALK, göğüs ve baş hizasında kullanıcının önüne çıkabilecek engelleri ultrasonik sensörü ile algılayıp titreşim motorlarıyla kullanıcıyı uyarıyor. Kendine ait uygulamayla kolayca eşleştirilerek başta navigasyon gibi birçok işlemin telefon cepten çıkartılmadan WeWALK üzerinden gerçekleştirilebilmesini sağlıyor. Açık kaynak kodu sayesinde geliştiricilere açık bir platformda çalışan ürüne bu sayede yeni özellikler de eklenebiliyor. USB girişinden şarj edilebilen bataryaya sahip olan WeWALK, tüm el yapıları ve farklı tutuş şekillerine uyum sağlayan temiz ve doğal çizgiler sunan tasarımıyla dikkat çekiyor.

Mete Mordağ: "Tasarım, Akılcı Çözümler Üretme Sanatıdır"

Tasarımın; gelişimi, katma değeri ve sunduğu yenilikler ile toplumu ileri taşımayı hedeflediğinin altını çizen tasarımcı Mete Mordağ, “WeWALK tasarımı, YGA görme engelli danışmanlık grubunun sağladığı kriter ve geri bildirimlerin çizgilere dökülmüş halidir. Grubun çalışmalarını izlemek ve onları yakından tanımak benim için büyük bir ayrıcalıktı. Uyulması gereken birçok teknik kriterin yanında, mükemmel ergonomi, anlaşılır olması ve kullanıcısına güven vermesi tasarımın ana hedefleriydi. WeWALK ile görme engellilerin çok uzun zamandır alışık olduğu bir objeyi yeniden yorumluyoruz ve bu özel projede iyi tasarıma ulaşmak için kalemden çok silgiyi kullandığımızı söyleyebilirim. Tasarım sürecinin en meydan okuyan kısmı gereksiz detaylardan kurtulmak ve WeWALK’u mümkün olabilecek en yalın haline dönüştürmeye çalışmaktı. Endüstriyel tasarım, sadece estetik, butik veya moda ürünler sunan bir uzmanlık alanı değil. Tasarım etrafımızdaki problemlere akılcı çözümler üretme sanatıdır. Tasarım, pazara sadece kozmetik ürünler kazandırmaktan ziyade yeni çözümler geliştiren, sosyal yaşamı ileri götüren fikirleri hayata geçiren bir dal ve WeWALK da bu yaklaşımın en gözde eserlerinden biri. Böyle bir projede daha önce el atılmamış bir sorunu geometri, fizik ve malzeme üzerinden çözmeye çalışıyorsunuz. Doğru çözümlere ulaştığınızda ise sonucun taşıdığı o şaşırtıcı güzellik tasarımınızın en güzel süsü oluyor. YGA’nın hayalgücünü WeWALK’un çizgilerine dönüştürürken her tasarımda olduğu gibi çıkış noktam yine ‘Rasyonel Sanat’tı. İyi bir üründeki her kıvrımın, bağlantının, ölçünün çok net sebepleri vardır. Bir obje iyi veya kötü görünmekten ziyade doğru veya yanlış görünür. Ergonomik olmayan bir sandalye veya kalem iyi görünemez, gereğinden büyük tasarlanmış bir bağlantı parçası görsel açıdan da rahatsız edicidir. Çizilen veya silinen her çizgi, tasarımı daha verimli kılmak içindir. Evrimleşme sürecinin milyonlarca kullandığı tasarım yöntemi de tam olarak budur.” diyor.

Dünyanın en akıllı bastonu WeWALK hakkında daha detaylı bilgi edinmek istersenizwww.wewalk.io web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


MediaMarkt Startup Challenge'19 Başvuruları Başladı!

$
0
0

MediaMarkt Türkiye tarafından, Tekzen kurumsal ortaklığıyla gerçekleştirilen girişim projesi “MediaMarkt Startup Challenge’19” başvuruları başladı. Son başvuru tarihi 10 Haziran 2019.

MediaMarkt’ın, Tekzen kurumsal ortaklığıyla geçen yıl Türkiye’de ilkini gerçekleştirdiği “MediaMarkt Startup Challenge” projesinin ikinci dönemi için başvurular başladı. Perakende dünyasında, inovatif değişikliklerle fark yaratan ve dönüştüren uygulamaları hayata geçirmeyi amaçlayan proje kapsamında startuplar; 10 Haziran 2019 tarihine kadar başvurularını yapabilecek. İstenilen kriterlere uygun 10 proje ise, 25 Haziran günü düzenlenecek MediaMarkt Startup Challenge Day etkinliğinde uzman jüriye sunumunu yapacak.

MediaMarkt Startup Challenge, perakende satış teknolojileri, satış sonrası teknolojiler ve kurumsal dijitalleşme süreçleri gibi perakendeye yönelik 3 ana başlığa odaklanırken; bu yıl başvurular; MediaMarktSaturn Grup İcra Kurulu Üyesi, MediaMarkt Türkiye ve Yunanistan İcra Kurulu Başkanı Yenal Gökyıldırım’ın yönetim bölgesi olan Yunanistan’a da açık olacak.

Startuplara Projelerini Avrupa’da Hayata Geçirme Fırsatı

MediaMarkt Startup Challenge Day etkinliğinde ilk üçe giren projeleri oldukça cazip ödüller bekliyor. Birinci olan proje, Münih’te gerçekleşecek Retailtech Hub Programı’na katılmanın yanı sıra; girişimciler için kurumsal ortaklıklar sunan hızlandırma programına dahil olma hakkı, Silikon Vadisi’nin en aktif yatırımcıları arasında olan Plug and Play’in girişimci ağına dahil olma fırsatı yakalayacak.

İkinci olan proje ise MediaMarkt ve Tekzen’in Türkiye’deki mağazalarında pilot uygulama fırsatı ve Kategori Mağazacılığı Derneği’ne çözümlerini sunma hakkı elde edecek.

Üçüncü olacak proje ise MediaMarkt ve Tekzen’in Türkiye’deki mağazalarında pilot uygulama imkanına sahip olacak. Ayrıca her üç proje, 1 Ekim’de İstanbul’da gerçekleşecek Perakende Teknolojileri Konferansı’nda çözümünü tanıtabilecek.

Dijitalleşmeyi iş süreçlerine adapte edebilen ve bu bağlamda perakende sektörüne yönelik çözümler geliştiren projelerin ödüllendirileceği “MediaMarkt Startup Challenge’19” hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.mediamarktstartupchallenge.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Dünya Denizcilik Sektörünün İlk Kadın ve İlk Türk Başkanı Oldu!

$
0
0

BIMCO tarafından yapılan açıklamasına göre, Kaptanoğlu Denizcilik Yönetim Kurulu Üyesi Şadan Kaptanoğlu, BIMCO'nun ilk kadın ve ilk Türk başkanı oldu. Kaptanoğlu, Yunanistan'da Atina Pire Yat Kulübü'nde gerçekleştirilen törende başkanlık nişanını meslektaşı Yunan Armatör Anastasios Papagiannopoulos'tan devraldı.

Dünya denizcilik sektörünün çatı kuruluşu Baltık ve Uluslararası Denizcilik Konseyi'nin (BIMCO) başkanlığına Şadan Kaptanoğlu seçildi. Kaptanoğlu, başkanlığa seçilen ilk kadın ve ilk Türk olma özelliği taşıyor.

Törende konuşan Kaptanoğlu, konseyin ilk kadın başkanı olarak Türkiye'nin denizcilikteki başarılarını dünyaya duyuracak olmanın çifte gurur ve mutluluğunu yaşadığını şu sözlerle dile getirdi; "Bu değişim, BIMCO'nun modern, cesur kadın ve erkek üyelerinin omuzlarında gerçekleşiyor. Belirtmek isterim ki, BIMCO üyesi olmaktan gurur duyuyorum. BIMCO değerlerini daima en üst düzeyde taşıyacağım. Benim için güvenlik ve çevre, kişisel olarak önemli ve denizcilik endüstrisi, çevre gündeminin sektörümüzün geleceğini tanımlayacağı önemli bir dönemdedir. Çevre her zaman tüm başkanlarımızın gündeminde olmuştur. İşte ben de bu nedenle geleceği önceden düşünerek başkanlığım döneminde çevreciliği ana gündem maddem olarak belirledim."

"Türk Vatandaş Küresel Örgütün Başında"

Merkezi Danimarka Kopenhag'da bulunan konseyin dümenine geçerek 123 ülkede 2 bin 100 üyesi bulunan kuruluşun dünya ticaretindeki rotasına yön verecek olan Kaptanoğlu'na törende başkanlık nişanını selefi Yunan Armatör Anastasios Papagiannopoulos taktı.

Papagiannopoulos, görevi başarılı bir meslektaşına devrediyor olmanın gururunu ve mutluluğunu yaşadığını kaydederek, şu ifadelerini kullandı: "Kaptanoğlu'nun BIMCO'nun bir sonraki başkanı olarak seçilmesi, bu konudaki amacımızın en iyi şekilde yerine getirildiğinin kanıtıdır. Ben Yunan bir centilmen olarak bir Türk hanımefendisine dünyanın en büyük denizcilik organizasyonunun başkanlığını devrediyorum. Bir kez daha Doğu Akdeniz, dünya deniz taşımacılığının pivotu haline geldi. Deniz, insanları, kültürleri, cinsiyetleri ve ulusları bir araya getirir."

Törende konuşan Türkiye'nin Atina Büyükelçisi Burak Özügergin de, "Üç sebepten dolayı bugün önemli bir gün. Birincisi bir Türk vatandaşının küresel bir örgütün başına gelmiş olması. İkincisi bunun bir Türk kadını olması ki özellikle üzerinde durulması gereken bir şey. Üçüncüsü de Türk iş dünyasın vardığı noktaları göstermesi bakımından önemli." değerlendirmelerinde bulundu.

BIMCO'nun 2021 Yılındaki Genel Kurulu Türkiye'de Yapılacak

Dünyanın lider armatör, broker, acente, gemi işletenleri, koruma ve tazmin kulüpleri, bankalar ve sigorta şirketlerinin yöneticilerinin hazır bulunduğu törende Türkiye'den de denizcilik camiasının önde gelen isimleri Kaptanoğlu'nu yalnız bırakmadı.  İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri Deniz Ticaret Odası (İMEAK DTO) Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, Başkan Yardımcısı Recep Düzgit, Lucien Arkas, Eşref Cerrahoğlu, Cengiz Kaptanoğlu ve Aret Taşçıyan törene katıldı.

Öte yandan, BIMCO'nun 2021 yılında yapılacak genel kurulunun Türkiye'de gerçekleştirilmesine karar verildi. Böylece dünya denizcilik sektörüne yön veren armatörler Türkiye'de bir araya gelecek.

Dünya kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

İşte Karşınızda Tüketicileri ve Markaları Etkileyen Global Trendler!

$
0
0

1987’den günümüze kadar 44 ülkede 4.5 milyar tüketiciye ulaşan ve bu yıl Türkiye’de 4.’sü düzenlenen “Yılın Seçilmiş Ürünü (YSÜ)” programının Türkiye Kurucusu Çiğdem Micozkadıoğlu, tüketicileri ve markaları etkileyen global trendleri açıkladı.

Tüketicilerin yaşamlarını şekillendiren unsurların ve ihtiyaçların markalardan beklentileri dönüştürdüğüne değinen Micozkadıoğlu; 2019 yılı global inovasyon trendlerine yön veren tüketici gereksinimlerini açıkladı.

Tüketicileri ve Markaları Etkileyen Global Trendler

1- Doğallık-sağlıklı yaşam

Tüketicilerin artan sağlıklı yaşam-doğal içerik bilincine paralel olarak gıda, kişisel bakım, temizlik ve hatta tekstil ürünlerinde inovasyonlar, doğal içerik kullanma, şekeri, doymuş ve trans yağları eksiltme, yapay aroma, boya ve koruyuculardan uzak durma olarak şekilleniyor. Üründe kullanılan doğal içerikleri korumak için ayrıca, üretim aşamasındaki yeni teknik ve teknolojiler sayesinde içeriğin doğallığını bozmadan tüketicilere daha kaliteli ürünler sağlanıyor.

2- Sürdürülebilirlik-çevreye duyarlılık 

Dünyanın kaynaklarına saygı duyarak, gelecek nesillere de kaliteli yaşama fırsatı bırakmak için doğaya zarar vermeyen ambalajlar, kaynakları bilinçli kullanan ve doğaya zarar veren atıkları elimine eden üretim teknolojileri, tüketirken doğada zararlı iz bırakmayan içerik kullanımları; gıda, temizlik, kişisel bakım, otomotiv ve dayanıklı tüketim kategorilerindeki inovasyonları şekillendiriyor.

3- Teknolojik beklentiler

Yapay zeka, bağlantılı araç gereçler, artan teknolojik yetenekler sadece tüketici elektroniğinde değil, hızlı tüketimden tekstile, hizmet sektöründen sağlık ürünlerine kadar tüm inovasyonları şekillendiriyor.  Örneğin bağlantılı araç gereçler sayesinde yatağınızın uyku kalitenizi ölçerek, daha dinlendirici uyku için öneriler sunabilmesi söz konusu.

4- Yoğun-hızlı yaşam tarzı

İnovasyonların çok büyük bir kısmı, şehir hayatının sürekli hızlanan ve yoğunlaşan temposu içinde tüketicilerin hayatlarını kolaylaştırmaya yönelik pratik çözümler sunmak üzerine şekilleniyor. Kullanımı kolaylaştırmak üzere tasarlanan ürün içerikleri, formlar ve ambalajlar, hazırlık süresini azaltan formülasyonlar, pek çok hizmeti mobilden almayı sağlayan uygulamalar, yoğun ve hızlı yaşayan tüketicilere hizmet sunan inovasyonların yalnızca birkaçı durumunda.

5- Keyif ve konfor beklentisi

Tüketicilerin ev dışında almaya alışık oldukları hizmetleri, evde kendilerinin gerçekleştirmesine dönük istekleri de inovasyonlar ortaya çıkarıyor. Restoranda yemeye alışkın oldukları yemekleri evde kolaylıkla ve lezzetinden ödün vermeden hazırlamalarını sağlayan ürünlerin yanı sıra kuaföre gitmeden hızlı ve kolay olarak evde yapılabilecek boya ve şekillendirmeyi sağlayan ürünler, evdeki tadilat işlerini kendilerinin yapmasını kolaylaştıran ürünler, keyif ve konfor beklentisine hizmet sunan inovasyonlardan bazıları.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

İstanbul’da &NOW ile Dijital Dönüşüm Rüzgarı Esti!

$
0
0

Management Centre Türkiye (MCT) tarafından bu sene ikincisi düzenlenen Türkiye’nin ilk ve tek, iş ve teknoloji haftası “&NOW Business&Tech Week” Volkswagen Arena’da 3500’den fazla kişinin katılımıyla gerçekleştirildi.

Management Centre Türkiye (MCT) tarafından bu sene ikincisi düzenlenen “&NOW Business& Tech Week”, 2-3 Mayıs tarihleri arasında Volkswagen Arena’nın ev sahipliğinde, sektör profesyonellerini buluşturarak yaşadığımız dijital dönüşümde insan faktörünün konumlanması derinlemesine ele aldı. NOW kapsamında gerçekleştirilen İnsan Kaynakları Zirvesi, Dijital Liderlik Zirvesi, Future of Work Zirvesi, HR Tech Leaders, İnsan ve Marka, Zirvedekiler ve Be Digital Yönetim Fuarı gibi pek çok etkinlik, dünyaca ünlü konuşmacıların sunumlarıyla iki gün boyunca katılımcılara geleceğe dair vizyon paylaşımında bulundu.

İş Dünyasının Şifreleri Çözüldü

QNB Finansbank ana sponsorluğu ve Kariyer.net yetenek sponsorluğunda “Hello HR” teması ile düzenlenen 24. İnsan Kaynakları Zirvesi’nde; dünyaca ünlü konuşmacılar yaptıkları ilham verici sunumlar ile geleceğin iş dünyasının şifrelerini örnekler vererek anlattılar.

"Değişimden Korkmamalı ve Son Kullanıcıları Kendi Müttefikiniz Yapmalısınız" 

Renault - Nissan - Mitsubishi İttifakı, Dijital İnsan Kaynakları Küresel Genel Müdürü Alfonso Diez David, sunumunda insan faktörünün, herhangi bir İK dönüşümünde ilk sırada olacağına değindi. David, “Son kullanıcıya ulaşmamız ve işin sürekliliğini sağlamamız gerekiyor, biz insan kaynaklarıyız, teknolojinin ve satışların desteklenmesi bizim görevimiz o yüzden işin sürekliliği her şeyden önce gelir. Değişimden korkmamalı ve son kullanıcıları kendi müttefikiniz yapmalısınız ” diye konuştu.

Fütürist Yazar Richard Watson da yapay zeka ışığı altında insanın amacını ve potansiyelini yeniden keşfetmesi gerektiğini vurgulayarak, “Robotlara geçebilecek işler, düşük uzmanlık gerektiren işler olacak. Teknolojilerin inanılmaz bir güç verdiği çağdayız, biz bu güçle ne yapmak istiyoruz ve kim olmak istiyoruz öncelikle bunu düşünmeliyiz” yorumunu yaptı.

Geleceğin Liderleri, Dijital Liderlik Zirvesi’nde Buluştu

Yapı Kredi ana sponsorluğunda bu sene ikincisi düzenlenen Türkiye’nin tek Dijital Liderlik Zirvesi, işin dönüşümüne tanıklık etmek ve geleceği yeniden düşünmek için öncülük eden liderleri bir araya getirdi. ‘Dijital Dünyada Sesini Duyurmak ve Dinlemek’ oturumunda konuşma yapan Yazar ve Diyalog Profesörü Megan Reitz, “İnsanlar teknolojiyi benimsemek istiyor ama onlarla ilgili derinlikli tartışmalara girmek istemiyor. Teknoloji bizim söylemlerimizi etkiliyor” ifadelerini kullandı.

Geleceğin İş Dünyası Nasıl Oluşturulur?

Akbank’ın ana sponsorluğunda gerçekleştirilen Future of Work Zirvesi’nde geleceğin iş dünyası nedir, nasıl oluşturulur konuşuldu. Geleceğin iş dünyasına hazırlıklı olmak isteyen profesyonellerin bir araya geldiği zirvede konuşma yapan Akbank İnsan Kaynakları ve Strateji Genel Müdür Yardımcısı Burcu Civelek Yüce, “İnsan doğasında merak duygusu ve keşfetme arzusu vardır. İhtiyaçlarımız temelde aynı ama formu değişiyor sadece. Dijital dönüşüm aslında bir form, önemli olan anlam üretmek. Değişimin merkezinde insanın kendisi yer alıyor. Kurumlar insan odaklı olmalı, hayatı kolaylaştırmalı ve duygulara dokunmalı.” dedi

Ayrıca “&NOW Business&Tech Week” kapsamında düzenlenen, kurumsal firmalar ile binlerce profesyoneli buluşturan Be Digital Yönetim Fuarı, İK dünyasında teknolojinin en iyi kullanım örneklerinin dinlenebileceği HR Tech Leaders, sektör profesyonellerini yöneticilerle bir araya getiren Liderler Kahvesi diğer dikkat çeken etkinlikler arasında yer aldı.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Altyapı Sektörü 2019'da Veriyle Aydınlanacak! Nasıl mı?

$
0
0

KPMG'nin hazırladığı "Gelişmekte Olan Trendler" raporu, bu yıl altyapı sektöründe veri analizinin daha fazla yer tutacağını ortaya koyuyor. Rapora göre 2019'da hükümetler ve sektör yöneticileri, veri ile desteklenen, kanıta dayalı karar vermenin gerçek değerini daha iyi anlayacak.

KPMG tarafından hazırlanan "Gelişmekte Olan Trendler 2019" raporunda, küresel altyapı sektöründeki aktörlerin bu yıl karşılaşacakları eğilimlere yönelik çarpıcı öngörüler yer aldı. Rapora göre altyapı sektörü bu yıl, veri analizi konusunda "aydınlanma" yaşayacak.

KPMG Türkiye Gayrimenkul ve Altyapı Sektör Lideri İsmail Önder Ünal, rapora ilişkin değerlendirmesinde, "Hızla gelişen teknoloji ile birlikte verinin işlenerek değere dönüşmesi sektöre yön verecek. Hayatımıza giren bu yeniliklerle birlikte yeni yatırım kararları işlenen verinin sonuçları ile desteklenecek. Bu kaynakların daha etkin kullanılması ve yatırımlardan maksimum faydanın sağlanması imkanını verecek. Ancak bunu başarabilen öncü ülkelerden olmanın yolu bugüne kadar alışılmışın dışına çıkarak bütünsel bir yaklaşımla tüm altyapı planlamasını entegre bir şekilde yönetmekle mümkün olacak." ifadelerini kullandı.

Raporda 2019'da altyapı sektörüne yön verecek 10 trendin listesi yer aldı:

  1. Kamu yerini sağlamlaştıracak: Pazardaki değişimler, otoritelerin geleneksel rolünü sarstığı için hükümetler inovasyonu teşvik etme konusunda daha hevesli hale geliyor. Teknolojik ve sosyal değişimler, düzenlemelerden daha hızlı ilerlediği için mevcut yasal altyapı kısıtlayıcı rol oynayabiliyor. Bu sene hükümetlerin hızla değişen teknolojiye ayak uyduracak, daha proaktif yaklaşımlar sergilemesi bekleniyor. Bazı devletler uzun vadeli stratejiler geliştirirken çoğunluk kısa vadeli ihtiyaçlara cevap verecek taktiklerle hareket ediyor. Başarıya ulaşacak olan devletler kontrol ve inovasyon arasında dengeyi bulanlar olacak.
  2. Veri operasyonel verimliliği yönlendiriyor: Dünya veri işlemede uzmanlaştıkça altyapı sektörünün aktörleri için birçok fırsat ortaya çıkıyor. Veri analitiğinin tuttuğu ışık yeni yatırımların planlanmasında geçmiş trendler ve uzman görüşleri ile hareket edilmesini geride bırakacak. Gelişen teknolojik imkanlarla muazzam boyutlara ulaşmış olan veriyi işleme ve bunu değere dönüştürme kabiliyeti de hızla büyüyor. Verinin serbestçe paylaşımı ve kullanılmasının önündeki güvenlik ve kişi mahremiyeti gibi endişeleri ortadan kaldıracak araçların geliştirilmesiyle bu alandaki ilerleme daha hızlı olacak.
  3. Mega projeler zorlaşıyor: Son birkaç yılda mega projelerin büyüklük ve karmaşıklığının arttığı biliniyor, bu artışla birlikte yeni zorluklar da ortaya çıkıyor. Projelerde hükümet işbirlikleri arttıkça politik rekabet de işin içine giriyor. Bu süreçte kapasite ve kabiliyet gitgide önem kazanıyor. Proje sahipleri, deneyimli şirketlere yüksek meblağlar ödemek ve deneyimsiz oyunculara az meblağ ödeyip risk almak arasında kararsız kalıyor.
  4. Gelişmekte olan pazar fırsatları: Gelişmiş pazarlardaki rekabet altyapı oyuncularını gelişmekte olan pazarlardaki yatırım fırsatlarına yönlendiriyor. Fırsatlar arttıkça, “bankalarca kabul edilebilir” projelerin seçilmesi, özelleştirilmesi, geliştirilmesi ve üretilmesi önemli faktörler haline geliyor, fakat yine de risk-kazanç analizinin iyi yapılması gerekiyor. Gelişmekte olan pazarlardaki bu eğilim daha iyi altyapı ile bu ülkelerde de yaşam kalitesinin ve rekabet gücünün artmasını vadediyor.
  5. Kanıta dayalı yaklaşım: Hükümetler altyapı yatırımlarının planlanması ve önceliklendirilmesi konularında daha analitik ve kanıta dayalı bir yaklaşım sergilemeye başladı. Kamu otoritesi tarafından bir şehrin altyapısını etkileyen bir konuda alınacak muhtemel kararların birbirini etkileyen sistemler üzerindeki etkilerini görmek için bir şehrin elektronik ortamda simülasyonunu hazırlamak teknoloji ile birlikte mümkün oluyor. 2019'da da bu yaklaşımın devam edeceği, bu sayede kamuoyu ihtiyaçları ve beklentilerinin daha iyi karşılanacağı öngörülüyor.
  6. Sürdürülebilirlik yaygınlaşıyor: Sürdürülebilirlik projeleri ortaya ilk çıktığında, proje amaçları çoğunluk tarafından beğenilse de ekonomik, sosyal ve politik ajandayı etkileyebileceğine dair şüpheler vardı. Günümüzde ise hem özel sektör hem de sivil toplum tarafından benimsendi; tüketici, kullandığı altyapı hizmetlerinin iyi bir amaca hizmet etmesini istiyor. Kamuoyu baskısı ve denetiminin bu sene altyapı planlaması ve yürütmesi alanında küresel bir etki yaratacağı düşünülüyor.
  7. Kalkınma, bölünme kozunu oynuyor: 2018, politik ayrılığın arttığı, toplumların kırılmaya başladığı, ticaret anlaşmalarının başarısızlığa uğradığı, ittifakların bozulduğu ve belirsizliğin hüküm sürdüğü bir sene oldu. Küresel anlaşmalar zorlaşıyor gibi görünse de çok uluslu ortaklıkların ve küreselleşmenin ilerlemeye devam ettiği görülüyor. Bu yıl altyapı oyuncularının uzun zamanlı stratejilerini hem ilerleme odaklı hem de riskleri azaltacak şekilde modelleyeceği öngörülüyor, bu şekilde küresel altyapı oyuncuları da birbirine kenetlenecek.
  8. Yeni teknolojiler için rekabet kızışıyor: Günümüzün teknolojik ortamında fikirler bir coğrafyaya veya sektöre bağımlı kalmıyor. Örneğin; Avrupa ve batısında hem yenilenebilir kaynaklar hem de elektrikli araçlar için rekabet artmış durumda. Üreticiler en iyi teknolojiyi yaratmak için, şehirler de teşvik edici bir ortam sağlamak için uğraşıyor. Teknolojik değişim sayesinde, ortaya çıkan pazarlar bu rekabette olgun pazarların önüne geçebilir; bu yüzden de yeni teknolojilerin pazardaki rolü daha önemli hale gelecek.
  9. Yeni 'kral' müşteri: Yeni teknolojiler, müşterilerin altyapı hizmetleri ile ilişkisini değiştirdiği için altyapı planlamacılarına ve sağlayıcılarına rollerini yeniden düşündürüyor. Sanallaşan dünyada, tüketicilerin bilgi edinmeye ve teknolojik iletişime verdiği önem artıyor: Veriye erişim, fiziksel hizmetlere erişim kadar önemli bir faktör haline geliyor. Bu sene, tüketici beklentilerinin ve ihtiyaçlarının değiştiğini gören hükümetler, planlamacılar ve yatırımcılar stratejilerini de buna göre şekillendirecek.
  10. Karşılıklı bağımlılık yeni fırsatlar yaratıyor: Altyapı planlaması günümüzde birçok faktöre bağlı olarak yapıldığı için hem fırsat hem de risk artıyor. Tek bir alanda kapasite ve kabiliyet artırımı yapmak isteyen planlamacılar, amaçlarına ulaşmak için diğer alanları da kritik şekilde düşünmek durumunda. 2019’da hükümetlerin bu sebeple daha esnek ve fonksiyonel değişikler yapacağı düşünülüyor.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

GYİAD’ın 17. Dönem Başkanı Fuat Pamukçu Oldu!

$
0
0

Genç Yönetici ve İş İnsanları Derneği, 17. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nı yaptı. Yeni yönetim kurulunun da seçildiği toplantıda GYİAD’ın 17. dönem yönetim kurulu üyesi ve başkanı Fuat Pamukçu oldu. 

Genç Yönetici ve İş İnsanları Derneği (GYİAD), 17. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda yeni başkanını seçti. 2009 yılından beri GYİAD üyesi olan Fuat Pamukçu, GYİAD'ın 17. dönem yönetim kurulu üyesi ve başkanı oldu. 16. dönemde Yiğit Savcı başkanlığında yönetim kurulu üyesi ve başkan yardımcılığının yanı sıra GYİAD’ın Dijital Çalışma Grubu başkanlığını yürüten Pamukçu, bu görevinde çok sayıda etkinlik ve konferans organizasyonları gerçekleştirdi.

"Enflasyon ve İşsizlik Konularıyla Çarpışıyoruz"

Pamukçu, yaptığı konuşmada GYİAD bayrağını Yiğit Savcı’dan devralıp daha ileriye taşımayı amaçladıklarını belirterek, ekonomiye dair görüşlerini de aktardı. İçinde bulunduğumuz dönemin, önemli değişim ve dönüşümleri içerdiğini belirten Pamukçu,“Yaşamakta olduğumuz ekonomik ve politik sorunları biliyorsunuz. Daha çok çalışmamız, daha çok üretmemiz ve daha çok ihracat yapmamız gereken bir dönemdeyiz. İş dünyası olarak, finans piyasalarımıza olan güven kayıpları sebebi ile kurların dalgalanması, reel sektörümüzün döviz cinsinden yüksek borçlanmasıyla ilgili sorunlar, yüksek faiz ve yüksek enflasyon ile yüksek işsizlik oranları gibi konularla çarpışmaktayız. Büyük bir gururla söyleyebilirim ki, GYİAD, hepimizin içerisinden geçmekte olduğu zorlu dönemlerde bile, yenilikçi projeleri, vizyonu ve katılımcı yönetim anlayışı ile kendini ayrıştırmış, Türkiye’deki yeni nesil STK anlayışının aydınlık bir çekim merkezi haline gelmiştir” dedi.

"Yurtdışında ve Anadolu’da Pek Çok Proje Planlanıyor"

17. dönem yönetim ekibi olarak mevcut çalışmalar olan akademi, kadın ve dijitale ilaveten farklı konulara da değineceklerini ifade eden Pamukçu, yeni dönem planlarından da bahsetti. Türkiye’de genç işsizlik oranının rekor seviyede olduğunu vurgulayan Pamukçu, istihdam konusuna eğileceklerini, Türkiye’nin ihracatını artırması, teknoloji, bilgi ve tecrübe transferi yapması için uluslararası ilişkilere ağırlık vereceklerini ifade etti.

Yeni dönem projeleri arasında ayrıca,

  • Uluslararası ilişkilerin geliştirilmesi amacı ile bir Amerika’da, bir Avrupa’da bir de Asya’da temsilcilikler açılması,
  • Senede en az 3 defa farklı Anadolu şehirlerinde kardeş STK’lar ile işbirliğine gidilmesi,
  • Anadolu’da GYİAD Akademi girişimcilik derslerinin verilmesi ve çeşitli konularda panel düzenlenmesi,
  • Mentoring ve coaching ile startuplara destek verilmesi,
  • TÜBİTAK destekli kurulan startup fonlarına katılarak girişimcilerle finansal destekte bulunulması, uluslararasına açılmalarına destek verilmesi,
  • Young Talent eğitim programı organize edilmesi,
  • İstihdam alanında genç ve kadın işsizliğinin tarihin en yüksek seviyesinde olması sebebiyle bu konuda farkındalık yaratılması 

gibi önemli maddeler yer alıyor.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Albaraka Garaj'da 3. Dönem İçin Girişim Başvuruları Başladı!

$
0
0

Albaraka Türk, daha fazla girişimciye destek vermek amacıyla yapısına ön hızlandırma eklediği Albaraka Garaj’da yeni girişimciler için üçüncü dönemi başlattı. Albaraka Garaj için başta teknoloji tabanlı girişimler olmak üzere girişimciler için son başvuru tarihi 23 Haziran 2019.

Albaraka Türk, verimliliği yüksek inovasyon modellerini deneyimleyebilmek ve hayata geçirebilmek için kurduğu Albaraka Garaj merkezinin yapısına ön hızlandırmayı da ekleyerek, yenilikçi iş ve projeler için start up’lara üçüncü dönemin kapılarını açtı. Bir buçuk yıl önce hayata geçirilen Albaraka Garaj ile hem start up’ları destekleyen hem de kendi kurum kültürüne ve dijitalleşme yolculuğunda önemli katkılar sağlayan Albaraka Türk, bugüne kadar binin üzerinde başvuru aldığı Albaraka Garaj’da 19 girişimi destekledi. Albaraka Garaj, ön hızlandırmanın yanı sıra Albaraka Portföy Yönetiminde kurulan Girişim Sermayesi Fintech Yatırım Fonu ile birlikte daha da güçlenen yapısıyla, artık daha fazla girişimciye destek olacak. 

Albaraka Garaj’ın bir katılım bankası bünyesinde kurulan dünyadaki ilk start up hızlandırma merkezi özelliği taşıdığını belirten Albaraka Türk Genel Müdürü Melikşah Utku, “Albaraka Garaj, inovasyon yolculuğumuzun hem içeriden hem de dışarıdan beslendiği, kurumun dinamikleri ve stratejik önceliklerine uygun özgün bir model olarak yoluna devam ediyor. Başlangıçta hızlandırma merkezi olarak başladığımız bu yolda ekosistem içindeki eksik ve talepleri de görerek birtakım iyileştirmeler yaptık. Yatırım tarafı için gelen yoğun talepler ile birlikte, Albaraka Portföy yönetiminde girişim sermayesi fintech yatırım fonunu kurduktan sonra kısa sürede üç girişime yatırım yaptık. Daha fazla girişimciye yardımcı olabilmek ve hakkaniyetli bir eleme yapabilmek adına ön hızlandırma programımızı da hayata geçirdik. Bu ön hızlandırmanın yanı sıra Girişim Sermayesi Fintech Fonumuz ile birlikte artık daha fazla girişimciye yardım edebileceğiz. Albaraka Garaj’ı kurduğumuz günden bu yana geçen 2 yıl içinde toplamda binin üzerinde başvuru alırken, 19 girişimciyi destekleyerek, 6 projeyi hayata geçirdik. Hayata geçirdiğimiz başlıca projeler; biometrik imza, satış ve tahsilatın oyunlaştırılması, chatbot, VR destekli eğitim ve mobil ödeme çözümü oldu” açıklamasında bulundu.

Üçüncü dönem başvuruların başladığı Albaraka Garaj’da başta teknoloji tabanlı girişimciler olmak üzere tüm girişimciler, 7 Mayıs – 20 Haziran 2019 tarihleri arasında başvuruda bulunabilecek. Albaraka Garaj’da Temmuz – Ağustos ayları içerisinde 6 haftalık ön hızlandırma eğitiminin ardından girişimciler, final sunumuyla birlikte 9 ay sürecek olan hızlandırma maratonuna başlayacak.

Albaraka Garaj hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.albarakagaraj.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


TRAI: Türkiye'de Yapay Zeka Alanında Ciddi Mesafeler Kat Edildi!

$
0
0

Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi (TRAI) üçüncü yıllık olağan çalıştayını gerçekleştirdi. Yapay zeka alanında çalışma yapan pek çok kurumun liderlerini buluşturan çalıştay, Türkiye’de özel sektörün yapay zeka devriminin tam ortasında olduğunu ortaya çıkardı.

Çalıştayda açılış konuşması yapan TRAI kurucusu ve GelecekHane CEO'su Halil Aksu, “Türkiye'de son 2-3 yılda yapay zeka alanında çok ciddi mesafe kat edildi. Şirketleri ve sektörleri dönüştürecek önemli bir yapay zeka devrimi yaşıyoruz birlikte. Bu devrime şekil verenler, süreçte ileride olanlar ve geri kalanlar var, belki de yolda kalacaklar da var. Ama bu devrimin önümüzdeki yıllarda bizi daha çok meşgul edeceği kesin.” dedi.

Aksu’ya göre çalıştayda iş dünyasını ilgilendiren 5 önemli sonuç şöyle:

Büyük kurumlar kendileri geliştiriyor, küçükler hizmet alıyor

Bankalar, perakendeciler, telekom operatörleri gibi yetenek bakımından zengin kurumlar, kendi bünyelerinde analitik ekipler geliştiriyor ve aynı anda pek çok yapay zeka projesi üzerinde çalışıyorlar. Ancak daha küçük veya imkanları bu kadar gelişmiş olmayan kurumlar, girişimlerden veya teknoloji şirketlerinden hizmet alıyorlar. Burada akıllara gelen soru şu: Acaba bu şekilde rekabet edebilecekler mi, yoksa büyüklerin galibiyeti ve küçüklerin hüsranı kaçınılmaz mı?

Proje başarısı için veri, bilişim ve cesaret gerekli

Yapay zeka alanında proje yapmak tahmin edildiği kadar kolay değil. Öncelikle doğru problemi tespit etmek, sonra o problemin verilerini derlemek gerekiyor. Bir çocuğun öğrenmesi gibi, yapay zeka sistemleri de öğrenerek gelişiyor. Gelişen yapay zeka uygulamaları ile şirketler ellerindeki angarya ve rutin işleri halledecek çözümlere kavuşabilecek, çalışanlar da daha verimli iş sonuçları elde edecekleri konulara odaklanabilecekler.

İşsiz kalan beyaz yakalılar, robot tasarımcısı oluyor

Bankalarda, sigorta şirketlerinde, telekom operatörlerinde rutin evrak işleri robotlara emanet edilmeye başlandı. İnsandan çok daha güvenilir, çok daha hızlı ve hatasız çalışan robotlar, aynı zamanda çok daha ekonomik. Bu nedenle pek çok beyaz yakalı işsiz kalma riskiyle karşı karşıya kalıyor. Aralarında bunu yeterince erken fark eden ve kendini geliştirenlerin robot tasarımına yöneldiğini görüyoruz. Bir banka bize bilfiil böyle bir yapılanmaya gittiğini açıkladı.

Verisini açanlar, yepyeni çözümlere kavuşuyor

Mart ayında yapılan LC Waikiki Datathon etkinliğinde 100'den fazla genç yetenek, perakendecilerin en önemli problemlerine muazzam çözümler ürettiler. Datathon ile elde edilen kazanımlar sayesinde şirket, verilerini açmanın sağladığı faydayı yakından görmüş oldu. Benzer yaklaşımlar geliştirilebilir ise bankalar, sigortalar, telekom operatörleri, üretim şirketleri, enerji sağlayıcılar, belediyeler, kamu kurumları bu trendden yararlanabilir, yetenekler için önemli fırsatlar yaratılmış olur ve ciddi ekonomik katma değer oluşturacak yepyeni çözümler üretebilir.

Yapay zekada ciddi beyin göçü yaşanıyor

Yapay zeka dünya çapında çok önemli bir fenomen. ABD, Avrupa, Çin, Japonya ve daha pek çok güçlü ekonomi bu alanda muazzam çalışmalar yürütüyor. Teknoloji devlerinden yeni kurulan girişimlere kadar, her türlü sektöre yönelik yapay zeka projeleri var. Türk mühendisleri de bu küresel rekabetin içinde yer alıyor ve bu ülkelerde çok rahat iş bulabiliyor. Türkiye'deki şirketler maalesef ellerindeki değerli yetenekleri küresel rekabete kaptırıyor.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

70 Ülkeye İngilizce Konuşturan Yerli Uygulama: English Ninjas!

$
0
0

Anadili İngilizce olan eğitmenler ile web ve mobil uygulamaları üzerinden canlı konuşma pratiği sağlayan English Ninjas, kuruluşunun üçüncü yılında her yıl üst üste yüzde 300’den fazla büyüme sağladı.

Herkese İngilizce konuşturma hedefiyle yola çıkan ve dünyanın birçok ülkesinden kullanıcılara anadili İngilizce olan eğitmenler ile canlı, sesli ve görüntülü konuşma pratiği sağlayan English Ninjas, kuruluşunun üçüncü yılında, her yıl üst üste yüzde 300’den fazla büyüme sağladı. Yatırımcıları arasında Ömer Erkmen, Tahir Zaimoğlu, Selçuk Saraç, Devrim Sönmez, Çağlar Erol, Zeynep Zorlu, Seyhun Özkara ve Ersan Öztürk gibi birçok önemli ismin yer aldığı English Ninjas; Netaş ve Kanadalı Wesley Clover’ın ortak teknoloji fonundan aldığı yatırım ile toplam yatırımını 1,2 milyon dolara çıkardı.

70 Ülkeye İngilizce Öğretiyor

Brezilya, Güney Kore, Suudi Arabistan başta olmak üzere 70 farklı ülkeden kullanıcıya sahip olduklarını ve yıllık gelirlerinin yarısını yurtdışından sağladıklarını dile getiren English Ninjas CEO’su Ali Servet Eyüboğlu, “Kullanıcılarımıza pratik ve hızlı bir çözüm sunuyoruz. Yıllardır binlerce insan farklı kurumlardan İngilizce eğitimi aldı ve almaya devam ediyor. Fakat İngilizce konuşabilmek konusunda birçok insan pratik yapamadığı için sorunlar yaşıyor. Akıcı bir şekilde İngilizce konuşabilmenin en etkili yolu, anadili İngilizce olan kişilerle devamlı konuşma pratiği yapmaktır. Üstelik bunun için artık yurtdışına gitmenize de gerek yok. English Ninjas ile yurtdışında yaşayan eğitmenlere dilediğiniz zaman, dilediğiniz yerden ulaşarak anında canlı bağlantıyla konuşmaya başlayabilirsiniz. Web sitesine ek olarak iOS ve Android uygulamaları üzerinden, tek tıkla sesli ve görüntülü olarak canlı konuşma pratiği de yapabilirsiniz.” dedi.

English Ninjas’ın şu anda 70 farklı ülkede yaşayan kullanıcılara her ay binlerce saat İngilizce konuşturduğunu söyleyen Eyüboğlu, eğitim kurumları ve şirketler ile yoğun iş birlikleri gerçekleştirdiklerini de sözlerine ekledi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

2019 Sabri Ülker Bilim Ödülü Kazananı: Doç. Dr. Tamer Önder

$
0
0

Sabri Ülker Vakfı’nın genç bilim insanlarını teşvik etme ve araştırmaların toplum faydasına sunulmasına destek olma misyonu çerçevesinde gerçekleştirdiği “Sabri Ülker Bilim Ödülü” yarışmasının bu yılki kazananı Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Tamer Önder oldu.

Toplumu sağlıklı yaşam ve beslenme alanlarında bilimsel bilgiler ışığında aydınlatma ve farkındalık sağlama hedefi ile sürdürülebilir birçok önemli projeyi hayata geçiren Sabri Ülker Vakfı’nın, düzenlediği “Sabri Ülker Bilim Ödülü" yarışmasının bu yılki sonucu açıklandı.

Vakfın akademi, endüstri ve araştırma enstitülerindeki genç bilim insanları teşvik etmek ve araştırmaların toplum faydasına sunulmasına destek olmak hedefi ile gerçekleştirdiği Sabri Ülker Bilim Ödülü’ne, Prof. Dr.Gökhan Hotamışlıgil başkanlığındaki jüri, bu yıl Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Tıbbi Biyoloji ve Genetik Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Tamer Önder’i layık gördü.Ödül töreni Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker’in yanı sıra akademi, iş ve medya dünyasından isimlerin katılımları ile gerçekleşti. Önder’e ödülü, 2005-2015 dönemi T.C Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı ve Ak Parti Diyarbakır Milletvekili Dr. Mehdi Eker, Sabri Ülker Bilim Ödülü Jüri Başkanı ve Sabri Ülker Metabolik Araştırmalar Merkezi Direktörü Prof.Dr. Gökhan Hotamışlıgil ve Sabri Ülker Vakfı Başkanı Talat İçöz tarafından takdim edildi.

Kök Hücre Çalışmaları İleride Genetik Hastalıkların Tedavisinde Önemli Rol Oynayacak

Yaptığı çalışmalara bilim insanlar tarafından 5 binin üzerinde atıf yapılan Doç. Dr. Önder’in, kanser ve kök hücreler hakkında PNAS, Cell ve Nature gibi saygın bilimsel dergilerde yayınlanmış pek çok makalesi ve patenti bulunuyor. Türkiye Bilimler Akademisi Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı (TÜBA-GEBİP) ve Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Aziz Sancar Teşvik Ödülü’nün de sahibi olan Doç. Dr. Önder, çalışmalarına 2012 yılından bu yana Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde devam ediyor.

Doç. Dr. Tamer Önder, laboratuar çalışmalarını kişiye özgü uyarlanmış kök hücrelerin üretim teknolojileri üzerine gerçekleştiriyor. UPK (pluripotent kök) hücreleri ile hastalara kendi genetik kodlarının aynısını taşıyan, bağışıklık sistemine tam uyumlu ve tedavisinde kullanılabilecek hücreler üretmenin önü açılıyor. Doç. Dr. Önder, yürüttüğü araştırmalarla kişiye özgü bu kök hücrelerin üretimindeki moleküler mekanizmaları aydınlatırken, en verimli ve güvenilir şekilde üretilmelerini sağlayacak yöntemler de geliştiriyor. Doç. Dr. Tamer Önder’e ödül getiren kök hücre özelinde yürüttüğü çalışmalarla genetik veya kronik metabolik hastalıkları olan bireylerden UPK hücreleri üretilmesinin ve yeni tedavi yöntemlerinin daha hızlı bir şekilde geliştirilmesi hedefleniyor.

Ali Ülker: “Toplum Sağlığının Geleceği İçin Yatırıma Devam Ediyoruz.”

Törende konuşan Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker, Sabri Ülker Bilim Ödülü’nün Yıldız Holding gibi Türkiye’nin en köklü şirketleri için de bir sorumluluk bilinci olduğunun altını çizerek şunları söyledi: “Bugün geldiğimiz noktada Türk bilim insanları, artık evrensel bilim dünyasında daha fazla söz sahibi.Yaptıkları çalışmalarla bilim dünyasında çığır açıyorlar. Yıldız Holding ve Sabri Ülker Vakfı olarak bilimsel çalışmaları teşvik ederek onlara bir nebze de katkımız sağlayabiliyorsak, ne mutlu bize! Sağlık harcamaları bugün tüm dünyada devletlerin sırtında ağır bir yük. Birçok ülke bu yükü nasıl azaltabileceği konusuna kafa yoruyor. Aslında temelde atılması gereken adım şu: Önleyici tedbirlerin geliştirilmesi. İşte bu yüzden bilimsel çalışmaların laboratuarların duvarları arasından sıyrılıp hayatın içine girmesi gerekiyor. Biliyoruz ki genç bilim insanlarımız desteklenirse başaramayacakları şey yok. İşte tam da bu nedenle Sabri Ülker Bilim Ödülü yarışmalarını düzenleyerek genç zihinlerin topluma fayda sağlayacak bilimsel projelerinde onları yalnız bırakmıyoruz.”

Begüm Mutuş: “Birincil Hedefimiz Her Zaman Toplum Sağlığı Oldu”

Sabri Ülker Vakfı’nın çalışmalarından bahseden Sabri Ülker Vakfı Genel Müdürü Begüm Mutuş ise şöyle konuştu: “Her zaman şuna inandık; içinde bulunduğumuz topluma katkı, geleceğimize katkıdır. İşte tam da bu yüzden birincil hedefimiz her zaman toplum sağlığı oldu. Toplum sağlığının geleceği için bilimi ve bilimselliği daima destekliyoruz ve bu amaca hizmet eden, sürdürülebilir projeler geliştirmek için çaba sarf ediyoruz. Sabri Ülker Bilim Ödülü’yle ise genç bilim insanlarını teşvik etmek ve araştırmaların toplum faydasına sunulmasına destek olmak arzusundayız.”

Gökhan Hotamışlıgil: “Genç Bilim İnsanları Desteklendikleri Bilmek İstiyor”

Sabri Ülker Bilim Ödülü Jüri Başkanı ve Harvard Üniversitesi Sabri Ülker Metabolik Merkezi Direktörü Prof.Dr. Gökhan Hotamışlıgil, ödüle ilişkin şunları söyledi: “Büyük bir şevkle çalışan genç bilim insanları, bu yolculukta desteklendiklerini bilmeye ihtiyaç duyuyor. Bilim Ödülü de onların motivasyonu için son derece büyük önem arz ediyor. Bu yıl başvuruları değerlendirirken jüri olarak gerçekten çok zorlandık, önümüzde kıymetli birçok proje vardı. Kazanan ise ülkemizi evrensel bilim alanında temsil edecek genç bir isim, Doç. Dr. Tamer Önder oldu. Kendisini bir kez daha tebrik ediyorum.”

Sabri Ülker Bilim Ödülü 2019 Töreni, akademi, iş dünyası ve medyadan özel davetlilerin katılımıyla gerçekleşti. Törende, önceki yıllarda ödüle layık görülen Rockefeller Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Kıvanç Birsoy, Kaliforniya Üniversitesi (UCLA) öğretim üyesi Dr. Ebru Erbay ve Massachusetts Institute of Technology (MIT) Kanser Araştırmaları Enstitüsü öğretim üyesi Dr. Ömer Yılmaz “Sabri Ülker Bilim Ödülü’nde Dünden Bugüne Sohbeti”nde bir araya geldi. Jülide Ateş moderatörlüğünde gerçekleştirilen sohbette ödüllü bilim insanları, Sabri Ülker Bilim Ödülü’nü aldıktan sonra gelişen süreçleri ve son dönem çalışmalarını anlattı.

Peki Başarılı Genç Bilim İnsanımız Doç. Dr. Tamer Önder Kimdir?

Sabri Ülker Bilim Ödülü’nü kazanan Doç. Dr. Tamer Önder, lisansını Cornell Üniversitesi’nde moleküler biyoloji ve genetik alanında En Yüksek Onur (Summa Cum Laude) ödülünü alarak tamamladı. Doktorasını Prof. Robert Weinberg süpervizörlüğünde kanser metastazı ve kanserli kök hücreleri üzerine Whitehead InstituteveMassachusetts Institute of Technology’de (MIT) gerçekleştirdi.

Haziran 2012 itibarı ile çalışmalarını Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Doç. Dr. olarak sürdüren Önder, halen Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Tıbbi Biyoloji ve Genetik Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Araştırmaları AB 7. Çerçeve Marie Curie CIG Programı, EMBO Installation Grant, Birleşik Krallık Royal Society Newton Fonu ve TÜBİTAK tarafından desteklenen Doç. Dr. Önder, kök hücre oluşumunun moleküler mekanizmalarının incelenmesi ve kişilere özgü kök hücrelerin üretimi üzerine çalışmalarını halen Koç Üniversitesi Translasyonel Tıp Araştırma Merkezi (KUTTAM) bünyesinde sürdürüyor.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

2015-17'de Türkiye'nin En Hızlı Büyüyen 100 Şirketi Açıklandı!

$
0
0

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) iş birliğinde belirlenen "Türkiye'nin en hızlı büyüyen 100 şirketi" açıklandı.

TOBB ve TEPAV iş birliğinde belirlenen Türkiye'nin en hızlı büyüyen 100 şirketi, Samsun'da Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun katılımıyla düzenlenen törenle açıklandı. En hızlı büyüyen şirketlerin ilk üç sırasında Bıomar Sagun Yem Sanayi Ticaret AŞOptimal Proje Yönetimi ve İnşaat Sanayi Ticaret Ltd. Şti. ve Naturel Yenilenebilir Enerji Tic. AŞ yer aldı.

Türkiye'nin en hızlı büyüyen şirketlerinin başarılarına küresel ölçekte dikkat çekmek ve küresel bağlantılarını kuvvetlendirmek için düzenlenen ve başvuran şirketlerin 2015-2017 arası iki yıllık ciro artışı dikkate alınarak yapılan Türkiye'nin en hızlı büyüyen 100 şirketi yarışmasının sonuçları, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'nı başlatmak üzere Samsun'a çıkışının 100'üncü yılı dolayısıyla Samsun'da açıklandı. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun da katılımıyla Samsun Büyükşehir Belediyesi Şehit Ömer Halisdemir Çok Amaçlı Salon'da düzenlenen toplantıda kamuoyuna duyurulan 100 şirketin temsilcileri, teker teker platforma davet edildi. Firmaların yöneticilerine Varank, Pekcan ve Hisarcıklıoğlu tarafından plaket takdim edildi.

İlk 100'e Giren Şirketlere İlişkin Analizler 

  • Listeye giren 100 şirket 2015-2017 döneminde cirosunu yüzde 605 artırdı. Şirketlerin ortalama ciro büyüklükleri ise 59,8 milyon lira olarak açıklandı.
  • Şirketlerin nominal gelirlerindeki artış oranı Türkiye'nin nominal milli gelirindeki artışın 18 katı olurken, firmalar 2015-2017 döneminde istihdamlarını yüzde 70 yükseltti.
  • Bu 100 şirketin yüzde 63'ünün ihracat yaptığı, ihracatta Almanya'nın ilk sırada yer aldığı, listedeki 36 farklı sektörden şirket tarafından 68 ülkeye ihracat gerçekleştirildiği belirtildi.
  • Türkiye 100 Yarışması'nın birincisi Aydın'dan çıkarken, şirket sayısı sıralamasında ilk sırayı 23 şirketle İstanbul aldı.İstanbul'u 22 şirketle Ankara, 7 şirketle Antalya, 5 şirketle Kocaeli, 4'er şirketle Adana, Bursa ve Kahramanmaraş takip etti. En hızlı büyüyen şirketler listesinde 25 farklı ilden firma yer aldı.
  • En hızlı büyüyen şirketlerin yaş ortalaması 11,5, üst yöneticilerinin yaş ortalaması ise 45,9 oldu. 10 firmanın üst yöneticisinin yaşı ise 35'in altında.
  • En hızlı büyüyen şirketlerin büyük çoğunluğu aileden veya aile dışından bir ortağa sahip. Şirket kurucuları aynı aileden olan şirket sayısı 58. Kurucuları aynı aileden olmayan şirket sayısı ise 42. Tek kuruculu şirket sayısı 30. Bunlardan 13'ü tamamen kurucu kontrolünde ve üst düzey yönetimde profesyoneller bulunmuyor.Şirketlerdeki ortalama kurucu sayısı 2,4. Şirketin üst düzey yönetim kadrosunda kurucular dışında profesyonellere de yer veren firma sayısı ise 55.
  • En hızlı büyüyen şirketlerde nihai karar mercisi konumundaki kişilerin eğitim seviyelerinin yüksek olduğu dikkat çekiyor. Türkiye 100 listesinde yer alan 79 şirketin en yetkili kişileri, üniversite veya üzeri eğitim seviyesine sahip. En yetkili kişilerin eğitim dağılımı, üniversite mezunu 58, doktoralı 3, yüksek lisans yapmış 18, meslek yüksekokulu mezunu 3, lise mezunu 7, meslek lisesi mezunu 6, ilköğretim mezunu 5 şeklinde oluştu.Toplam çalışanlar içinde üniversite ve üstü seviyede eğitime sahip olanların oranı yüzde 51 ve üzeri olan firma sayısı ise 42.
  • Türkiye 100 Yarışması'nı kazanan şirketlerin sektörel dağılımını bakıldığında, "toptan ticaret" 16 şirketle ilk sırayı aldı.
  • Firmaların yüzde 90'ı 2019 yılında çalışan sayılarını artırmayı hedefliyor. Firmaların yüzde 77'si çalışanlarının niteliklerini artırmaya yönelik kurum içi ve kurum dışı eğitim faaliyetleri düzenlemeye dikkat ediyor.
  • En hızlı büyüyen 100 şirketin 35'i, çalışanlarının kendi işlerini kurmasına yardımcı oluyor.

İşte Karşınızda En Hızlı Büyüyen 100 Şirket

  1. Bıomar Sagun Yem Sanayi Ticaret AŞ
  2. Optimal Proje Yönetimi ve İnşaat Sanayi Ticaret Ltd. Şti.
  3. Naturel Yenilenebilir Enerji Tic. AŞ 
  4. Vergo Enerji Sistemleri Sanayi ve Ticaret AŞ
  5. Profen Savunma ve Güvenlik Teknolojileri Sanayi ve Ticaret AŞ
  6. Alves Kablo Medya Otomotiv Sanayi ve Dış Ticaret AŞ
  7. CDS Robotik Otomasyon Yazılım Elektrik Mühendislik İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
  8. MFC Makina Teknoloji Gıda Mobilya Taşımacılık Tekstil İnşaat Sanayi Dış Ticaret Ltd. Şti.
  9. Desırd Tasarım Arge Uygulama Elektronik Destek İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
  10. Rokteknik Metal Makina ve Kalıp Sanayi Ticaret Ltd. Şti.
  11. KSG Makina İmalat Sanayi Ve Ticaret AŞ
  12. ERL Teknik Makina Metal Enerji Savunma Sanayi Ve Ticaret AŞ
  13. EMFA Yazılım Danışmanlık AŞ
  14. Gintek İnşaat Sanayi Turizm ve Ticaret AŞ
  15. Ares Tersanecilik Sanayi ve Ticaret AŞ
  16. KEN Kipaş Elektrik Üretim AŞ
  17. Özel Gıda Petrol İnşaat Nakliyat Elektronik Kuyumculuk Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
  18. Ohitan İnşaat Mühendislik Sanayi ve Ticaret AŞ
  19. Ada Agro Tarımsal Faaliyetler Danışmanlık Sanayi Ticaret AŞ
  20. Vals Dış Ticaret Ve Danışmanlık Ltd. Şti.
  21. CW Enerji Mühendislik Ticaret ve Sanayi AŞ
  22. DGC Yapı - Mehmet Can Aybaş
  23. Rize Tropikal Ürünler Canlı Hayvan Tarım Gıda Elektronik Eşyalar Bilgisayar Hizmetleri İnşaat Nakliyat Sanayi İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti.
  24. Oncosem Onkolojik Sistemler Sanayi ve Ticaret AŞ
  25. Form Demir ve Çelik Endüstrisi İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ
  26. Doğa Denetim İş Sağlığı Güvenliği Eğitim ve Danışmanlık Hizmetleri AŞ
  27. EOS Hijyen İşletmeciliği Tesis Hizmetleri Sağlık İnşaat Servis ve Mühendislik AŞ
  28. Altay Tasarım İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ
  29. Tiga Bilgi Teknolojileri AŞ
  30. Organik İnsan Kaynakları Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti.
  31. İYZİ Ödeme ve Elektronik Para Hizmetleri AŞ
  32. Burteks Tekstil Sanayi ve Ticaret AŞ
  33. Fora Grup Savunma Teknolojileri ve Danışmanlık Ticaret Ltd. Şti.
  34. Ankara Solar Enerji İnşaat AŞ
  35. Papıllon Dıgıtal İletişim ve Bilişim Hizmetleri Ltd. Şti.
  36. Santek Sağlık Turizm Tekstil Sanayi ve Ticaret AŞ
  37. Kırmızıbeyaz Süs Bitkileri Gıda İnşaat Turizm Tekstil İthalat İhracaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
  38. Tachyon Makine Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
  39. Fora Mühendislik Hizmet İnşaat Turizm Tarım Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
  40. Promit Mühendislik Mekanik Tesisat İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
  41. OMKA Yün Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
  42. Demsistem Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ticaret Ltd. Şti.
  43. VTEK Bilişim Ve İletişim Teknolojileri Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti.
  44. Biletal İç ve Dış Ticaret AŞ
  45. Tavuk Dünyası Gıda Sanayi ve Ticaret AŞ
  46. Sinerji Alüminyum Metal Makina İmalatı Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
  47. Karaoğlu Peyzaj Mimarlık Mühendislik Ticaret AŞ
  48. Fırat Ulaştırma Lojistik ve Ticaret Ltd. Şti.
  49. Profen İletişim Teknolojileri ve Hizmetleri Sanayi Ticaret AŞ
  50. Bulut Mühendislik
  51. Ekovar Çevre Grup Geri Dönüşüm Atık Depolama İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret AŞ
  52. Mlord Dış Ticaret AŞ
  53. Hare Asansör İmalat İnşaat Eletronik İthalat İhracat Sanayi Ticaret Ltd. Şti.
  54. Altunsan Turizm Otomotiv Gıda İnşaat Sanayi Ticaret Ltd. Şti.
  55. İnvent Yazılım Danışmanlık AŞ
  56. Pegasus Savunma Sanayi ve Ticaret AŞ
  57. EST Marjinal Medikal Tanıtım ve İletişim Sanayi Ticaret AŞ
  58. Prolıft Asansör Sanayi ve Ticaret AŞ
  59. Naturoıl Gıda ve Kimya Sanayi Ticaret Ltd. Şti.
  60. Orıgın Lojistik Taşımacılık Ticaret AŞ
  61. Dekoral Boya İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
  62. Fahrettin Uzun - Uzun Metal Sanayi
  63. Endosa Kalıp İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret AŞ
  64. Netform Yapı İnşaat Müşavirlik Dış Ticaret Ltd. Şti.
  65. Paytr Ödeme Hizmetleri AŞ
  66. WYG Internatıonal Danışmanlık Ltd. Şti.
  67. Tmarka Multimedya Grafik İletişim Bilişim Danışmanlık ve Reklam Hizmetleri Ltd. Şti.
  68. Prosense Teknoloji Sanayi Ltd. Şti.
  69. Ağa Mobilya İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
  70. Enovas Mühendislik Danışmanlık Bilgisayar Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
  71. Focus Kontrol Teknik Ölçüm Sistemleri Makine Otomotiv Endüstriyel Temizlik Lojistik Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
  72. Samm Teknoloji İletişim Sanayi ve Ticaret AŞ
  73. Apsiyon Bilişim Sistemleri Sanayi ve Ticaret AŞ
  74. Tatlan Pazarlama Gıda Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
  75. Saha Bilgi Teknolojileri Eğitim Danışmanlık Sanayi Ticaret AŞ
  76. VAV Teknoloji Bilişim Sanayi ve Ticaret AŞ
  77. Aslandağ Ahşap AŞ
  78. Ames Europe Tekstil Sanayi ve Ticaret AŞ
  79. Temiziş Gıda Matbaacılık Turizm Sanayi Ticaret Ltd. Şti.
  80. TDT Havacılık Bakım ve Ticaret AŞ
  81. Enpaş Endüstriyel Ham Maddeler Sanayi ve Pazarlama AŞ
  82. Hanbey Tarım ve Hayvancılık İşletmeleri AŞ
  83. Bekiroğlu İnşaat Sanayi ve Ltd. Şti.
  84. Simsoft Bilgisayar Teknolojileri Ltd. Şti.
  85. Netpak Ambalaj Sanayi Ticaret AŞ
  86. TNS Mermer Maden Makina Sanayi Ticaret ve Taahhüt AŞ
  87. Harbiye Piliç Dış Ticaret Ltd. Şti.
  88. Atakon Mühendislik İnşaat Mekanik Elektrik Taahhüt ve Ticaret Ltd. Şti.
  89. Kodak Taşımacılık Yapı Malzemeleri İnşaat Petrol Tarım Ürünleri Ticaret Ltd. Şti.
  90. Beşel Basım Sanayi ve Ticaret AŞ
  91. Karsac Havalandırma Isıtma Soğutma İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
  92. Transformatör Elektromekanik Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
  93. İN-TEK Kalite Kontrol Proje Denetim Müşavirlik ve Ticaret AŞ
  94. T And P İç ve Dış Ticaret Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
  95. Beşüzzi Gıda Turizm Hayvancılık İnşaat Sanayi Ticaret Ltd. Şti.
  96. Turgutlar Saraciye Deri İnşaat Tarım Mühendislik Danışmanlık Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
  97. Obilet Bilişim Sistemleri AŞ
  98. Rksoft Bilişim Teknolojileri AŞ
  99. KMS Demir Çelik AŞ
  100. Beysan Alaybeyoğlu İnşaat Madencilik Sanayi ve Ticaret AŞ

AA kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

imece 3. Destek Programı Başvurularınızı Bekliyor!

$
0
0

imece'nin Zorlu Holding ana partnerliği, İTÜ Çekirdek stratejik partnerliği ile Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nden Eşitsizliklerin Azaltılması’na odaklandığı 3. Destek Programı’nda başvuru dönemi başladı. Son başvuru tarihi 9 Haziran 2019.

Girişimcilerin Hangi Meselelere Çözüm Üretmesi Bekleniyor?

  1. Dezavantajlı grupların sosyal ve ekonomik anlamda güçlenmesi: Tüm dünyada sağlık, eğitim, gelir dağılımı alanlarında eşitsizlikler var olmaya devam ediyor. Bu eşitsizlikler azalmadıkça, yoksulluğun da ortadan kalkması mümkün değil. Bu Destek Programı’nın üzerine eğileceği alanlardan biri, toplumdaki eşitsizliklerin azaltılması için dezavantajlı grupların sosyal ve ekonomik anlamda güçlenmelerini ve kapsayıcılığı sağlamak.
  2. Mültecilerin temel hak ve ihtiyaçlarına erişim sağlaması: Mülteci topluluklar, göç ettikleri ülkelerde hayat şartları, sağlık ve eğitim gibi birçok farklı alanda ayrımcılığa maruz kalıyor. Bu perspektiften Destek Programı kapsamında, mültecilerin eğitim, istihdam, sosyal hayata katılımını destekleyen ve psiko-sosyal durumlarını iyileştiren araç, model ve yöntemleri geliştiren girişimcilere ulaşmak hedefleniyor.
  3. Engelli bireylerin temel hak ve ihtiyaçlarına erişim sağlaması: Engelli bireyler, eğitim ve iş imkânlarından eşit biçimde yararlanamıyor. Toplumda, engelli bireylerin fiziksel ve sosyal ihtiyaçları çoğunlukla görmezden geliniyor. Herkes için erişilebilir eğitim, istihdam ve sosyal hayata katılım olanaklarını sağlamak da, Destek Programı’nda odaklanılan meselelerden bir diğeri.

Destek Programı'nda Girişimcilere Neler Sunuluyor?

  • 20 girişime 2 günlük bootcamp,
  • Bootcamp sonrasında seçilen 3 girişime, imece İTÜ Çekirdek işbirliği ile önkuluçka ve kuluçka desteği, 60.000 TL değerinde hibe, İTÜ Çekirdek’te çalışma alanı, İTÜ Çekirdek’ten girişimcilik eğitimi, imece’den sosyal etki eğitimi, Mentorluk, Yerel ve global ağlara erişim imkânları sunuluyor.

3. Destek Programı kapsamında bu 3 meseleye yönelik çözümler geliştiren girişimcilerin başvuruları bekleniyor. 3. Destek Programı hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.imece.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Viewing all 7039 articles
Browse latest View live