Quantcast
Channel: Girişim Haber
Viewing all 7039 articles
Browse latest View live

ASELSAN'ın Çocuklara Özel Tekno Macera Platformu Yayında!

$
0
0

ASELSAN, teknoloji ve bilim meraklısı çocuklar için Tekno Macera platformunu yayına aldı ve tanıttı. ASELSAN, Tekno Macera Platformu ile çocukların Bilim ve Teknoloji dünyasını daha yakından tanıyıp Robotik Sistemler ve Kodlama öğrenmesini, Uzay ve Hava Araçları hakkında bilgi sahibi olup Mühendislik dallarında uygulama yapabilmesini hedefliyor..

ASELSAN tarafından Türkiye’deki 6-12 yaş grubundaki çocukların teknolojide üretken olmasını hedefleyen Tekno Macera platformunun tanıtımı yapıldı. Savunma Sanayii Başkanlığınca himaye edilen projenin tanıtımı Bilkent Otel ve Kongre Merkezinde düzenlenen lansman töreniyle gerçekleştirildi.

Proje kapsamında Tekno Macera Web Sitesinde yer alan öğretici makaleler, eğitim amaçlı oluşturulan animasyonlar ve oyunlar, bilgilendirici haber yazıları ve küçük yarışmalar bulunuyor.

Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Mustafa Murat Şeker, lansmanda yaptığı konuşmada, geleceğin yerli ve milli teknolojisi için bugünün çocuklarına yapılan eğitimlerin ve projelerin hayati önemde olduğunu ifade etti.

Gelişmiş ülkelerin doğru insan kaynağı için kabiliyetleri bularak iyi eğittiğini belirten Şeker, "Türkiye’nin de içinde bulunduğumuz teknoloji çağında tüketen değil üreten ülke olması gerekiyor. Genç nüfusumuz var ve fen bilimlerine meraklı, bu bizim en önemli avantajımız bunun fırsata çevrilmesi gerekli" dedi.

Şeker, ASELSAN’ın Tekno Macera platformuyla ülke geleceğine yaptığı yatırımdan dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Milli Teknolojinin Temeli Bugünün Çocuklarıyla Atılacak

ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Haluk Görgün de milli teknolojiler hedefi doğrultusunda geleceğin temellerinin bugünün çocuklarıyla atılacağını belirtti.

Projenin bu kapsamda çocuklara teknolojiyi öğretmek için kurulduğunu kaydeden Görgün, "ASELSAN olarak yerli ve milli teknolojik ürünler için çocuklarımızın bilim ve teknoloji odaklı oyunlar ile düşünme, keşfetme, tasarlama ve üretimi öğrenmelerini hedefliyoruz." diye konuştu.

Görgün, ASİL Platformu kapsamında kurulan Tekno Macerayla çeşitli oyunlar, yarışmalar, deneyler, aktivitelerle çocukların akılda kalıcı ve aktif yöntemlerle teknolojiyi tanıyacaklarını aktardı.

Öte yandan proje kapsamında farklı alışveriş merkezlerinde düzenlenecek etkinliklerle çocuklara interaktif uygulamalarla kod okur-yazarlığı, fen bilimi deneyleri ve mühendislikler hakkında bilgilendirme yapılması amaçlanıyor.

www.teknomacera.com web adresini ziyaret ederek Tekno Macera Platformu'nu detaylıca inceleyebilir sisteme üye olabilir veya çocuklarınızı sisteme üye yapabilirsiniz. Ayrıca platformu Youtube, Twitter, Instagram ve Facebook hesaplarından takip etmenizi ödeneriyoruz.

Haberimizi çocuk ve ebeveyn okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


T3 Vakfı, Özel Yetenekli Çocukları Geleceğe Hazırlıyor!

$
0
0

Teknoloji üreten Türkiye hedefiyle 2017 yılında yola çıkan T3 Vakfı, Geleceğin Teknoloji Yıldızları Programı ile Türkiye’nin özel yetenekli çocuklarını DENEYAP Teknoloji Atölyeleri'nde geleceğe hazırlıyor. 

Türkiye’nin Milli Teknoloji Hamlesini gerçekleştirmesi ve teknoloji üreten bir topluma dönüşmesini amaçlayan Vakıf, Türkiye’nin yetenekli çocuklarına erken yaştan itibaren bilim ve teknoloji dersleri sunuyor. DENEYAP Teknoloji Atölyelerinde, yaşları 10 ile 16 arasında değişen öğrenciler eğitim görüyor. 2017 yılında yaklaşık 20 bin kişinin, 2018 yılında ise 40 binin üzerinde öğrencinin başvurduğu programa alımlar, yazılı sınav ve proje ödevi sonuçlarına göre yapılıyor. İki yılda toplamda 60 binden fazla öğrenci arasından seçilen 1500 öğrenci, halen İstanbul’da bulunan DENEYAP Teknoloji Atölyelerinde eğitimlerine devam ediyor.

Peki DENEYAP Teknoloji Atölyelerinin Eğitim Mekanları Nerede?

Eğitimler, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2000’li yılların başında ücretsiz internet kafeler olarak kurduğu, ancak yıllar içerisinde internetin yaygınlaşması ile atıl hale gelen Belnet şubelerinde veriliyor. Program kapsamında İstanbul Büyükşehir Belediyesi kendisine ait Belnet şubelerinin derslikler ve atölyeler olarak kullanılmasını sağlarken, T3 Vakfı ise müfredat, eğitim içerikleri, gönüllü eğitmenlik ve mentorluk sağlıyor.

Teknoloji atölyelerine dönüştürülen bu alanlarda, vakfın bursiyeri olan ve üniversite öğrencileri ile vakıf gönüllüleri, DENEYAP Teknoloji Atölyelerinde eğitim almaya hak kazanan ortaokul ve lise öğrencilerine ücretsiz eğitim veriyor. 36 aylık ücretsiz DENEYAP eğitim programı; kodlama, elektronik programlama, sibergüvenlik, nano teknoloji, havacılık teknolojileri gibi eğitimlerle geleceğin teknolojilerine çocukları erken yaşlardan itibaren hazırlamayı hedefliyor. İstanbul’da ilk iki yılda yakalanan başarının ardından, DENEYAP Teknoloji Atölyelerinin gelecek iki yıl içerisinde tüm Türkiye’ye yayılması hedefleniyor.

DENEYAP Teknoloji Atölyeleri hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.turkiyeteknolojitakimi.org web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Hayat Kolaylaştıran Bilgiler Sunan KolayKolay Yayına Başladı

$
0
0

Yemek tarifleri, pratik bilgiler, yaşam, bakım ve daha fazla hayat kolaylaştıran bilgiler sunmak amacı ile yola çıkan kolaykolay.com yayın hayatına başladı.

Yemek tarifleri, pratik bilgiler, yaşam, bakım ve daha fazla hayat kolaylaştıran öneriler sunan kolaykolay.com, Türkiye'ye özel içerikler üretiyor. Yeni çıktıkları bu yolda kaliteli ve kolay anlaşılır günlük bilgiler vereceklerini dile getiren kolaykolay.com ekibi açıldığı günden bu yana herün binlerce kişinin siteyi ziyaret ettiğini, bu sayede her geçen gün daha da büyüdüklerini belirtti.

Yayın hayatına başlayan kolaykolay.com'un kurucusu Erdem Cırık; "Ön görülen yayın takvimimiz boyunca ziyaretçilerimize içerikleri kolay, anlaşılır ve sade bir şekilde aktarmayı planlıyoruz. Gelecek için sosyal medya tabanlı planlarımız var. Global medya içerik üreticileri ile içerik ortaklığı yapağız. Şu anda planımızın sadece web sitesi aşamasını tamamladık. İlk adımlarımızı başarı ile gerçekleştirdiğimizi düşünüyoruz. Günde binlerce kişi şimdiden ziyaret etmeye başladı bile. Yakın dönemde sosyal medya hesaplarımız üzerinden viral içerikler üreteceğiz. Buda global anlamda farklı dallara da açılacağımız anlamına geliyor.Şu anda kurduğumuz ekip 7/24 çalışmalar ve geliştirmeler yapmaktadır. Editörlerimiz hayatın her anında karşınıza çıkabilecek bilgileri sizler için derlemektedir. Güncel aşamamızda ziyaretçilerin de içerik eklemesine olanak sağlayan, sağlık durumunuzu ve güncel verileri takip etmenizi sağlayan bir sistem geliştirmekteyiz." dedi.

Kolaykolay hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.kolaykolay.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

8. Kimya Ar-Ge Proje Pazarı Ödülleri Sahiplerini Buldu!

$
0
0

T.C. Ticaret Bakanlığı onayında, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) organizasyonu ve TÜBİTAK desteği ile düzenlenen 8. Kimyevi Maddeler ve Mamulleri Ar-Ge Proje Pazarı ödülleri, 27 Nisan 2019 Cumartesi günü Dış Ticaret Kompleksi’nde gerçekleştirilen törenle sahiplerini buldu. 

İKMİB, Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden kimya sanayiinde ihracatı sürdürülebilir kılmak amacıyla hayata geçirdiği Ar-Ge Proje Pazarı etkinliğinin bu yıl sekizincisini düzenledi. 2011 yılından beri gerçekleştirilen, kimya sektörünün en büyük inovasyon etkinliği olan “Ar-Ge Proje Pazarı etkinliğinde 5 kategoride en başarılı ilk üç proje ödüllendirildi.

İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister’in ev sahipliğinde, Dış Ticaret Kompleksi’nde gerçekleştirilen 8. Ar-GE Proje Pazarı ödül törenine AR-GE Proje Pazarı Yürütme Kurulu Başkanı Necmi Sadıkoğlu, İKMİB Yönetim Kurulu Üyeleri ile proje başvuru sahipleri, akademisyenler, sanayiciler ve öğrenciler katıldı.

 

8. Kimyevi Maddeler ve Mamulleri Ar-Ge Proje Pazarı Ödülleri
KategoriÖdül Kazanan Projeler ve Sahipleri
İlaç ve Eczacılık Ürünleri 
  1. Point of Care Kit Geliştirilmesi- Emine Saraç, Nanomed Diagnostic, Acıbadem Sağlık Grubu
  2. Lizozomal Depo Hastalıklarının Taramasına Yönelik Elisa Test Sistemi Geliştirilmesi- Cevahir Altınkaynak, Murat Ekremoğlu, Nalan Özdemir
  3. Trombositten Zengin Plazma Destekli Sıkıştırılabilir Kemik Greftleri- Sena Koç, Dr. Soner Çakmak, Prof. Dr. Menemşe Gümüşdereoğlu
Boyalar ve Yapıştırıcılar 
  1. Elektrostatik Toz Boya Atıklarının Geri Dönüştürülerek Termoplastiklerde Dolgu Maddesi Olarak Kullanılması- Yılmaz Kısmet
  2. Kombine Elektrokimyasal Arıtım Cihazı ile Tekstil Boyama Atıksularının Geri Kazanımı- Erhan Demircioğlu, Dr. Öğr. Üyesi Selmin Ener Ruşen, Nuh Cevdet Alparslan, Murad Karadağ, Ahmet Seçer, Berrak Torusdağ
  3. Yetiştiricilikte Kullanılan Balık Ağlarına Mikrokapsülasyon Teknolojisi ile Antifquling Özellik Kazandırılması- Gülşah Ekin Kartal, Ayşe Merih Sarıışık, Levent Çavaş
Plastik ve Kauçuk
  1. Atık Çay Lifi Katkılı Plastik Hammadde Üretimi- Mustafa Kuyumcu, Hüseyin Bakırcı, Prof. Dr. Mehmet Atilla Taşdelen, Dr. Öğr. Üyesi Alper Kaşgöz, Arş. Gör. Cenk Kurtuluş, Öğr. Gör. II. Çağdaş Aslan
  2. Havayı Temizleyen Polyester- İshak Afşin Kariper, Küçükler Tekstil
  3. Seramik Karo Kalıpları İçin Yüksek Özellikli Körük- Fatih Erdoğmuş
Kozmetik, Sabun ve Temizlik Ürünleri 
  1. Farklı Zaman Ve Sıcaklıklarda Suda Çözünebilir Çok Katmanlı İyon Tutucu ve Dezenfektan Etkili Kapsül İçerisinde, Çevre Dostu Deterjan ve Yumuşatıcı Üretilmesi- Derya Eren Akgün, Kutluay Kabadayı, Ilgım Özdemir
  2. Bitkisel Kaynaklı, Nano Partikül Katkılı Yeni Nesil Saç Boyaları- Nazan Demir, Yaşar Demir, Özge Akın
  3. Diş Beyazlatıcı Antibiyofilm Etkili Doğal Çözüm Vaccinium Myritillus (Yaban Mersini)- Nilay Ildız, İsmail Öçsoy, Ayşe Baldemir Kılıç
Temel Kimyasallar 
  1. Yeni Nesil Aljinat (Nanoparçacık Katkılı ve Biyouyumlu Malzeme)- Ümit Kara, Yetkin Esen, İbrahim Evgin
  2. Hafif ve Dayanıklı Zırh Plakaların Skandiyumla Alaşımlandırma ile Güçlendirilmiş Alüminyum Köpük Eldesi- Ersin Bahçeci, Tolga Depci
  3. Katı Toz Silika Aerojellerin Isı Yalıtımına Asitlerin Etkisi- İshak Afşin Kariper

Bu Yıl 125 Yenilikçi Proje Başvuruda Bulundu

Etkinlik başvurusunun birincil alanı kimyevi maddeler ve mamullerinin hammadde/yarı mamul çalışmaları olarak belirlendi. Bununla birlikte sektörün ve diğer sektörlerin ihtiyaç duyduğu primer malzemelerden ortaya çıkan inovatif mamuller de etkinlik kapsamında değerlendirildi. “İlaç ve eczacılık ürünleri”, “boyalar ve yapıştırıcılar”, “plastik ve kauçuk”, “kozmetik, sabun ve temizlik ürünleri” ile “temel kimyasallar” kategorilerinde bu yıl başvuruda bulunan toplam 125 yenilikçi proje, önde gelen akademisyen ve sanayicilerden oluşan değerlendirme kurulu üyeleri tarafından puanlama sistemiyle değerlendirildi. İlk 32'ye giren proje sahipleri, ödül töreni öncesinde gerçekleştirilen "Ödül Kurulu Toplantısı"nda projelerini jüri üyelerine detaylı olarak anlattıkları sunumlar yaptı. Kimya sektöründe üniversite, sanayi iş birliğinin en güzel örneklerinden biri haline gelen etkinliğin değerlendirme sonucunda en başarılı projeler 50 bin lira, ikinciler 30 bin lira, üçüncüler ise 20 bin lira ile ödüllendirildi. Yarışma kategorilerine ilave olarak bu yıl “Başarı Hikâyeleri” kategorisinden de başvuru alınarak, etkinlik kapsamında geçmiş yıllarda dereceye giren ve belli bir başarı seviyesine ulaşan projelerin tanıtımı yapıldı. Jüri, bu kategoriden gelen başvuruları da değerlendirdi. En beğenilen üç başarı hikâyesi sahibine, kısa bir video gösteriminin ardından teşekkür plaketi verildi.

Üretmenin Olmazsa Olmaz İki Temel Kaidesi: ‘Araştırmak’ ve ‘Geliştirmek’

Ödül töreninde konuşan İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, Ticaret Bakanlığı’nın onayı ve TÜBİTAK’ın desteği ile 2011 yılından bu yana düzenledikleri Kimyevi Maddeler ve Mamulleri Ar-Ge Proje Pazarı‘nın bu yıl 8’incisini gerçekleştirmekten mutluluk ve heyecan duyduklarını dile getirdi.

Üretmenin ve daima daha iyiyi keşfetmenin olmazsa olmaz iki temel kaidesinin ‘Araştırmak’ ve ‘Geliştirmek’ olduğunu belirten Pelister,“Ar-Ge’yi bu iki temel olgu ile açıklamak elbette yetersiz kalacaktır. Ar-Ge’yi, pek çok farklı dinamik ve bilime dayalı zorlu bir süreç yönetimini buluşturan, bir değerler bütünü olarak düşünmeliyiz. Eğitimin, bilginin, düşüncenin, emeğin, sabrın ve en önemlisi işinize olan inancın olmadığı bir projeden, değer üretmeniz oldukça zordur. Bu sebeple ülkesine, aklına, fikrine ve emeğine inanan, hedeflerinin peşinden koşan siz değerli Ar-Ge gönüllülerini bir kez daha kalpten kutluyorum.

Son yıllarda tüm dünyada Ar-Ge ve İnovasyon kültürü hayatın her alanına dokunuyor, ülkelerin gelecek vizyonlarını belirliyor. Biz de İKMİB olarak, Türkiye’de Ar-Ge ve inovasyon kültürünün yaygınlaşmasına katkıda bulunmak, kimya sanayinin ara mal ihtiyacını karşılamak üzere teknolojik çözüm sağlamak ve üniversite-sanayi-kamu-girişimci iş birliği ile yüksek katma değerli üretimi teşvik etmek amacıyla Ar-Ge Proje Pazarı ile sizlerin yanında olmak için çalışıyoruz. 2011 yılından beri düzenlediğimiz 7 etkinlik kapsamında 900’ün üzerinde proje başvurusu alındı ve bugüne kadar toplam 656 bin TL ödül dağıtıldı.

Birincilik ödülünü 15 bin TL’den 50 bin TL’ye, ikincilik ödülünü 10 bin TL’den 30 bin TL’ye ve üçüncülük ödülü 5 bin TL’den 20 bin TL’ye yükselttik. Bu desteklere ek olarak aldığımız yeni bir kararla, 1 yıl içinde ticarileşmiş veya ticarileşmeye çok yaklaşmış projeler arasında da 100 bin TL ilave bir ödül paylaştıracağımızı belirtmek istiyorum. Ayrıca bu yıl ilk defa “Başarı Hikâyeleri” kategorisi kapsamında da başvuru alarak, en beğenilen üç başarı hikâyesi sahibine teşekkür plaketi verecek ve onları hep birlikte alkışlayacağız” diye konuştu. Türkiye’nin, 2017 yılında kamu ve özel sektör birlikteliğiyle Ar-Ge için yüzde 21.2’lik artışla yaklaşık 30 milyar TL harcadığını kaydeden Pelister, “2013 yılından beri Ar-Ge alanında istikrarlı bir gelişim ve dönüşüm içindeyiz. Ümit ediyorum ki, önümüzdeki dönemde de Türk sanayisi ve ekonomisi Ar-Ge ile büyümeye devam edecek” dedi.

Her kategoride birinci olan projeler, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından gerçekleştirilecek İnovasyon Haftası’nda sergilenecek.

www.kimyaargeprojepazari.com web adresini ziyaret ederek 8. Kimyevi Maddeler ve Mamulleri Ar-Ge Proje Pazarı Ödülleri hakkında daha fazla detay edinebilirsiniz Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

BBVA Momentum 2019'da Yeni Sosyal Girişimcilerini Arıyor!

$
0
0

Türkiye’de bir finans kurumu tarafından sosyal girişimcilik alanına yönelik yürütülen ilk sosyal girişimcilik programı olan BBVA Momentum’un 2019 yılı başvuruları devam ediyor. Son başvuru tarihi 6 Mayıs 2019.

Sürdürülebilir bir iş modeli ile yüksek sosyal etki yaratmak isteyen girişimcilere katkı sağlamayı amaçlayan Garanti Bankası - BBVA Momentum Sosyal Girişimcilik Destek Programı, yeni dönem için başvuruları almaya başladı.

Girişimcilik konusunu stratejik öncelikleri arasına alan ve bugüne kadar bu alanda pek çok çalışmaya imza atan Garanti Bankası’nın Türkiye’deki programını yürüttüğü BBVA Momentum, Türkiye’de sosyal meselelere yenilikçi çözümler üreten sosyal girişimlere ivme kazandırmayı amaçlıyor.

Garanti Bankası’nın Impact Hub İstanbul iş birliği ile gerçekleştirdiği ve Türkiye, ABD, Meksika ve Kolombiya’da eş zamanlı olarak gerçekleşen programa katılmaya hak kazanan girişimler, ihtiyaçlarına yönelik tasarlanan eğitimlere ek olarak birebir mentorluk ve uzman desteğinden fayda sağlıyor. Bunun yanı sıra, bu programa katılan girişimciler, birbirinden farklı ölçek ve sektörlerde faaliyet gösteren girişimcilerle deneyimlerini paylaşma ve uluslararası iş birlikleri kurma şansına da sahip oluyor.

Bu yıl, 3. kez gerçekleştirilen BBVA Momentum Sosyal Girişimcilik Destek Programı hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz bu ilgili Garanti sayfasını veya www.momentum.bbva.com web adresini ziyaret edebilirsiniz. 

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Dijital Dünyada Zamanı Verimli Kullanmanın Yolları Neler?

$
0
0

Zaman yönetiminin özünün kendimizi iyi tanımaktan, hayat amacımızı ve hayallerimizi doğru tespit etmekten geçtiğini belirten Marka Stratejileri ve Teknoloji danışmanı Ecehan Ersöz, zaman tuzaklarının aşırı teknoloji, acelecilik & kararsızlık, “şimdi”yi kaçırma fobisi, “hayır” diyememek, mükemmeliyetçilik ve erteleme olduğunu söylüyor. 

Marka Stratejileri ve Teknoloji danışmanı Ecehan Ersöz, Hyatt Centric Levent İstanbul’da, cemiyetin ünlü simalarının katılımıyla gerçekleştirilen etkinlikte, “Zaman Yaratma Sanatı”nın inceliklerini anlattı.

Yaşadığımız zamandaki değişimin, bize etkilerinin, mutluluk odaklı bir yaşam için bu etkileri nasıl doğru yöneteceğimizin ve zamanı genişletmenin yollarının konuşulduğu etkinlikte Ecehan Ersöz, "Kendimizi 'Zaman daraldı, acele et, yetiş!' komutlarıyla telkin etmekten vazgeçmemiz gerekiyor. Hayat hepimiz için çok hızlı akıyor. Düşünceler, olaylar, anılar, ilişkiler… Her biri ardı ardına geliyor ve bizi bir koşuşturmacanın içine dahil ediyor. ‘Hep daha fazlası olsaydı’ diye düşünüyoruz. Aslında bizler, zaman araçlarını hayatımızı kolaylaştırmak için geliştirmiştik. Daha sonra dakika, saat ve günler arasına sıkıştık. Oysa her gün bize yüklenen 24 krediyi dolu dolu yaşamak, etkin zaman yönetimi ile birebir ilişkilidir. Ve bu bizim için hayattaki en stratejik konudur.” dedi.

Teknolojinin, zamanımızı, kararlarımızı, düşüncelerimizi ve ilişkilerimizi tekel altına almasına yetki verdiğimiz şu dönemde, “Zaman Yaratma Stratejileri”ni de şu şekilde sıraladı:

Strateji:1 Teknoloji Gurmesi Olmak - Dijitalden Fişimizi Çekmek

Teknolojinin bize sunduğu cazibelere kapılıp akıllı telefonların sanal dünyasını, gerçek dünyadaki iletişime tercih etmemeliyiz. Bulunduğumuz ortamdaki, “şimdi”yi dolu dolu yaşamalıyız. Örneğin gittiğimiz bir konser boyunca kendimizi müziğe kaptırmak ve coşkuyu hissetmek yerine onu telefonumuza kaydederek ölümsüzleştirmek istiyoruz oysa o anın doyasına tadını çıkarmalıyız. “Dijital Diyet” ile kendimizi belirli süreler için fişten çekmeye ihtiyacımız var. Dijital dünyanın yaratıcılarından Bill Gates ve Steve Jobs’un evde teknoloji konusuna ciddi sınırlamalar getirdiklerini ve özellikle yemek masasında telefon veya bilgisayar kullanmadıklarını biliyor muydunuz?

Strateji II: Yavaşlamak & Anı Yakalamak

Şehir hayatının temposu ve teknolojinin hızı ile kendimizle yarış halindeyiz. Bu yüzden bizi biz yapan özelliklerimizi geri plana atıyoruz. Zaman Yönetimi ise durup düşünmeyi hayatımızdaki büyük resmi görmeyi gerektirir. Bu durumun bizde yarattığı sonuçları Milan Kundera “Yavaşlık” isimli romanında şu dizelerle özetliyor: “Telaş hayatı yüzeysel kılar. Hız hayati eksiltir.” Yavaşlıkla anımsama, hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır. Bir şey anımsamak isteyen kimse yürüyüşünü yavaşlatır. Az önce yaşadığı kötü bir olayı unutmaya çalışan insan ise elinde olmadan yürüyüşünü hızlandırır. Anı hissederek, hayatı içimize sindirerek yaşamak tempomuzu zaman zaman düşürmek ve farkındalığımızı artırmak ile mümkün.

Strateji III: Erteleme

Erteleme bazen net bir hedefe sahip olmadığımızdan ne yapacağımızı bilemediğimiz bazen de bir iş en iyi şekilde yapmak için kendimizi bir türlü hazır hissetmediğimizden ve sürekli en iyi koşulu beklediğimizdenortaya çıkar. Belki yarın belki haftaya derkeniyice gözümüzde büyür, motivasyonumuz düşer veo işten iyice soğuruz. Araştırmalara göre bu şekilde tamamlanamayan işler beyinde “Ziegarnik Etkisi” ne yol açarak bitirememenin yarattığı strese yol açıyor.

Strateji IV: “HAYIR” Mucizesini Keşfetmek

Zaman yönetimi, bazen çevremize, bazen de kendimize “hayır” dememizi gerektirir. Bu sayede kendimize ait olmayan tekliflere karşı sınırımızı çizmiş ve merkezde kalmış oluruz. Aldığınız karar yaşamınızın “mutluluk tuşu”na basıyorsa doğru yoldasınız demektir.

Strateji V: Düşüncemizi Yönetmek

Biz düşündüğümüz şey oluruz o yüzden zaman yönetimi bir bakıma düşünceleri de yönetmektir. Kuvvetli düşünceleler, arkasında “his” barındırır. Zaman zaman korku, endişe ve huzursuzluk duyduğumuzda aslında bu olumsuz düşüncelere negatif duygular ile güç veririz. Olumsuz iç ses ise konsantrasyon dağıtarak strese girmemize ve sonucunda da zaman kaybına yol açar. O yüzden düşüncelerimizi yöneterek olumluya odaklanmak, zaman kazanmanın en iyi yollarından biridir.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

110 Bin TL Ödüllü Kuveyt Türk Hackathon Sonuçlandı!

$
0
0

Kuveyt Türk’ün FinTech ve bankacılık alanında yeni projelerin geliştirilmesine katkı sunmak amacıyla üçüncü kez düzenlediği Hackathon sonuçlandı. Bu yıl rekor sayıda başvuru alan Hackathon’u Çember Projesi ile TİO ekibi kazandı.

333 başvuru arasından seçilen 25 projenin sahibi 71 yarışmacının iki gün boyunca Kuveyt Türk API’lerini kullanarak kod yazdığı ve tüm projelerin ilk kez etkinlik esnasında üretildiği Hackathon’da Çember Projesi ile TİO ekibi birinci, Team Liquid ikinci, Finch ise üçüncü oldu. Hackathon’da dereceye giren diğer üç proje Bestvisor, VR VR Anadolu ve Futurx olarak sıralandı. Yazılımcılar, grafik tasarımcıları, arayüz tasarımcıları ve proje yöneticilerinin katıldığı Kuveyt Türk Hackathon’da birinci ekip 40 bin TL, ikinci ekip 30 bin TL, üçüncü ekip 20 bin TL, dördüncü, beşinci ve altıncı ekipler ise 10’ar bin TL para ödülü kazandı.

İşte Karşınızda Hackathon’da Dereceye Giren Ekipler ve Projeleri

  1. TİO - Çember: Çember, geleneksel altın günü yönteminden hareket ederek bireysel birikim yapmayı kolaylaştıran ve teşvik eden bir uygulama. Sosyal dayanışmayla özellikle genç profesyonellerin para biriktirme sorununu çözmeye odaklanan uygulama sayesinde kullanıcılar, finansman ihtiyacı duydukları ortak bir konu ve/veya miktarı hedefleyerek kendi sosyal çevreleriyle bir çember oluşturabiliyor.
  2. Team Liquid - Sociall: Sociall, şirketlerin sosyal medyadaki memnuniyetlerini değerlendirebileceği ve yöneteceği bir web portalı. Bütün sosyal platformlardaki paylaşımlar tek bir ortamda toplanır ve machine learning modeliyle bu paylaşımların olumlu veya olumsuz oldukları belirlenir.
  3. Finch - Grooms: Grooms, kullanıcıların harcamalarını takip edebileceği, kredi kartlarıyla entegre çalışacak, fiş tarama özelliğiyle harcamalarının alt kırılımlarını da anlayabilen bir mobil uygulama. Grooms, kullanıcıya birikim hedefleri sunan akıllı bir asistana görevi de görmekte.
  4. Bestvisor: Bestvisor, kullanıcıların geçmiş dönem harcamalarını analiz ederek en uygun kampanyanın belirlenmesini sağlayan kişisel kampanya hazırlama motoru.
  5. VR VR Anadolu - cARd : cARd, artırılmış gerçeklik teknolojisini kullanarak banka kartlarını tanıma, kısa bilgiler sunabilme ve alışveriş sırasında limit, ekstre tarihi, kazandıracağı puan parametrelerini belirli çarpanlarla çarparak en avantajlı kartı sunabilen bir uygulama.
  6. Juri Özel Ödülü / Futurx - Değer Takas Ekosistemi: Değer Takas Ekosistemi, banka müşterilerinin istek ve ihtiyaçları doğrultusunda, varlıklarını belirledikleri değer ve fiyatla, 7 gün 24 saat anında takas edebilmelerine imkân tanıyan; böylece bankanın döviz-kıymetli maden alım satımında aldığı riski ortadan kaldırıp hem müşterilerin hem de bankanın daha kazançlı olacağı bir değer takas ekosistemi oluşturarak hayata geçmesini sağlayan bir proje.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Girişimcilik İnsanın Doğasında ve DNA’sında Var!

$
0
0

Mehmet Zorlu Vakfı (MZV) tarafından dört yıldır düzenlenen ve içeriği ile Türkiye’de bir ilk olan 21. Yüzyıl Yetkinlikleri Eğitim Programı, her geçen gün gelişen içeriği ve birçok yan etkinliğiyle gençlerin 21. yüzyıl yetkinlikleri konusundaki farkındalığını artırmaya devam ediyor.

MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Erkut liderliğinde yürütülen 21. Yüzyıl Yetkinlikleri Eğitim Programı’nda, eğitimin önemli parçalarından biri olan Girişimcilik dersi kapsamında düzenlenen MZV YETGEN Girişimcilik Zirvesi’nin ikincisi Zorlu PSM’de gerçekleştirildi.

Moderatörlüğünü Prof. Dr. Erhan Erkut’un yaptığı Girişimcilik Zirvesi’nde, 21. Yüzyıl Yetkinlikleri Eğitim Programı’na devam eden öğrenciler ve MZV bursiyerlerinden yaklaşık 400 genç, Türkiye’nin önde gelen girişimcilerinin ilham veren hikâyelerini dinleme fırsatı yakaladı.

Prof. Dr. Erhan Erkut: “Girişimcilik İnsanın Doğasında ve DNA’sında Var”

Zirvenin açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Erhan Erkut girişimciliğin insanın doğasında var olduğunu söyleyerek; “Bizler otonom bireyleriz. Girişimcilik DNA’mızda var. En büyük sorunlar en büyük fırsatları getiriyor. Fikir bulmak için mega trendlere bakmak gerekiyor. İklim değişikliği, enerji kullanımının azaltılması, hızla yaşlanan dünya nüfusuna yönelik çözümler girişimciler için büyük fırsatlar sunuyor. Özellikle gençlerimizin, DNA’larında var olan girişimciliği açığa çıkararak bu alanlara yönelmesi, yeni kapılar açacaktır” dedi.

Zorlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi Emre Zorlu: “Kurucu ortaklarından biri olduğumuz imece, yola çıkarken de öngördüğümüz şekilde bugün artık bir girişim haline dönüşerek kendi ayakları üzerinde durabiliyor. Zorlu Holding olarak kaynakların toplum için etki yaratabilecek fikirlere ve girişimlere yönlendirilmesi gerektiği düşüncesinden yola çıkarak, 5 yıl önce yenilikçi bir bakış açısıyla sosyal inovasyon alanına odaklanmaya karar verdik. Bu anlayışla Zorlu Holding olarak sosyal inovasyon platformu imece’nin kurucu ortaklarından biri olduk. İlk üç destek programının hibe destekçisi olarak projeye can suyu verdik. Yola çıkarken amacımız imece’nin sürdürülebilir olması ve Zorlu Holding’in desteği olmasa bile gelecekte kendi ayakları üzerinde durabilmesiydi. Kendisi de aslında bir girişim olan imece, bugün artık kendi ayakları üzerinde durabiliyor ve imeceLAB ile üniversite ve lise öğrencilerini çözüme dahil edecek yeni programlar başlatabiliyor. Tüm bunlar bizim üç yıl önce bu işe başlarken hayalini kurduğumuz projelerdi ve bugün gerçeğe dönüştü. İnanıyorum ki, gelecekte bu platform daha da gelişecek” açıklamasında bulundu.

imece Direktörü Buğra Çelik: “imeceLAB’de hibrit bir öğrenme modeli ile gençlerin toplumsal meselelerin çözümü için bir araya gelmesini sağlıyoruz. imeceLAB’i toplumsal meseleler için harekete geçmek isteyen gençlere yönelik olarak kurduk. Gençlerin, ekonomik, ekolojik, sosyal, kültürel dinamikleri belirleyecek 21. yüzyıl yetkinlikleri kazanarak üreteceği bir açık sosyal inovasyon programı olarak şekillendirdik. imeceLAB’de asıl olarak öğrenme kültürünü geliştirmeye odaklanıyoruz. Burada birlikte nasıl değer oluşturabileceğimizin yanıtını arıyoruz. Hibrit bir öğrenme modeli geliştiriyoruz. İsteyen gençler imece.com web sitesine girerek imeceLAB’e üye olup, toplumsal meselelerin çözümüne katkı sağlayabilir.“ dedi.

Vestel Ventures Genel Müdürü Metin Salt: “Zorlu Holding’in kısa bir süre önce başlattığı kurum içi girişimcilik projesi Parlak Bi’Fikir ile Vestel Ventures modelimizin bir benzerini çalışanlarımıza açıyoruz. Kurum içi girişimcilik sürecinde finansal desteğin yanında eğitim, mentorluk gibi geniş kapsamlı destekleri çalışanlarımızla paylaşacağız. Amacımız Akıllı Hayat 2030 vizyonumuz doğrultusunda inovasyon odaklı bir kurum kültürünü sürdürebilir kılmak. Bu uzun soluklu yolculukta inovayonu harekete geçirecek sürükleyici gücün kurum içi girişimcilik olduğuna inanıyoruz” dedi.

GOOINN Innovation & Technology Kurucusu Yavuz Çingitaş: “Zorlu Holding gibi çalışanlarına bu kadar geniş kapsamlı destekler sunan kurum içi girişimcilik modeli örneğine dünyada bile çok az rastlıyoruz. Kurum içi girişimcilik çalışanlar için büyük bir şans. Kurum içi girişimcilikte para, deneyim ve öğrenme gibi çok geniş imkanlar sunuluyor. Üstelik bu süreçte işinizden de ayrılmıyorsunuz. Zorlu Holding’in Parlak Bi Fikir projesinin Zorlu çalışanları için önemli bir deneyim ve öğrenme fırsatı yarattığına inanıyorum. Biz de bu projenin çözüm ortaklarından biri olarak girişimcilik yetkinliklerinin kurumsal kültüre geçirilmesini bu süreçte en önemli kazanım olarak görüyoruz” dedi.

iyzico Kurucusu Barbaros Özbuğutu: “Türkiye’de ödeme sistemlerine erişim konusunda birçok sıkıntı vardı. Özellikle bankalara yakın olan ve düzenli ilişkisi olanlar ödeme sistemlerine daha kolay erişebiliyorlardı. Biz İyzico ile 81 ilden müşteriyi aynı sistemden geçirerek ödemeyi demokratik ve şeffaf hale getirdik” dedi.

Tazi.ai Kurucusu Prof. Dr. Zehra Çataltepe: “Yapay zekayı, next generation automatic machine learning teknolojimizle daha kullanılabilir hale getiren, dünyanın 10 şirketinden biriyiz. Şu an yapay zeka kullanıyor. Gelecekte hayalimiz yapay zekayı yaygınlaştırmak. Eğer benim annem yapay zekayı kullanabiliyorsa doğru bir iş yapmış oluruz” dedi.

Taşeron Bankası Kurucusu Emrah İnanç: “Kamu müteahhitleri ile inşaat piyasasını bir araya getiren dijital platform taşeron bankası ile, 2018 yılında 100 milyon doları aşan bir döviz girdisi sağladık. Başta OIM ile olmak üzere uluslararası kuruluşlarla iş birliği yaparak globalde taşeronları daha işler hale getirmeyi hedefliyoruz” dedi

Armut.com Kurucusu Başak Taşpınar Değim: “Dikey tecrübeyi, yatay içinde paylaşan bir yapıda ilerliyoruz. Mavi ve beyaz yakayı buluşturuyoruz. Hizmet sektöründe alışkanlıklar değişiyor. Ödüllendirme ve cezalandırmayı artık müşteriler yapıyor. Uluslararası pazarlardaki devamlılığı getirmek çok önemli ve şu an müşteri memnuniyetimiz yüzde 99 seviyesinde” dedi

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Blockchain Türkiye Platformu 3 Farklı Çalışma Raporu Yayımladı!

$
0
0

Blockchain Türkiye Platformu (BCTR) çatısı altında faaliyet gösteren Finans, Bankacılık ve Sigortacılık Çalışma Grubu “Dijital Kimlik”, Üretim, Lojistik ve Ulaşım Çalışma Grubu “Tedarikçi Tanıma Platformu”, Hukuk, Düzenlemeler ve Kamu İlişkileri Grubu ise “Dünyada Blokzinciri Regülasyonları ve Uygulama Örnekleri Karşılaştırma” ismiyle hazırladıkları raporları yayımlayarak kamuoyu ile paylaştı.

İnsanlık tarihinin önemli dönüm noktalarından birisini teşkil etme gücüne sahip Blockchain teknolojisinin, Türkiye’de yaygınlaşması, faydalarının araştırılması ve kullanımının artırılması için Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) himayesinde kurulan ve 8 Haziran 2018 tarihinde duyurusu gerçekleşen ve 5 Ekim 2018’de ilk toplantısını yapan Blockchain Türkiye Platformu (BCTR), henüz kuruluşunun ilk yılını tamamlamadan 37’si Platin ve 25’i Altın olmak üzere, 15 farklı sektörden 62 üyeye ulaştı. Ayrıca platform, içlerinde T.C. Ticaret Bakanlığı, TÜBİTAK-BİLGEM, TÜBİSAD, MÜSİAD gibi kurumların ve çeşitli üniversitelerin de dâhil olduğu 10 işbirliği anlaşması ile arzu edilen kamu-özel sektör-sivil toplum birlikteliği için arayüz olma görevini de üstlendi.

Blockchain Türkiye Platformu çatısı altında, üyeleri ve iş birliği yaptığı kurumların katılımı ile oluşturulan, dört ana çalışma grubu yapılandırıldı. Bu gruplar; “Bankacılık, Finans ve Sigortacılık”, “Hukuk, Düzenlemeler ve Kamu İlişkileri”, “Üretim, Lojistik ve Ulaşım” ve “Teknoloji, Eğitim ve Etkinlikler” olarak belirlendi. Her bir çalışma grubu blockchain konusunda en çok merak edilen, gündemde olan ve günümüzün ihtiyaçlarına cevap veren çeşitli alt başlıklarda özel raporlar üretmek için ortak bir şekilde, yoğun bir çalışma sürecini geride bıraktı.

Bankacılık, Finans ve Sigortacılık Çalışma Grubu: Dijital Kimlik Raporu

İnsanlar doğdukları andan itibaren kendilerini tekil olarak tanımlayacak kimlik bilgilerine sahip oluyorlar ve bu bilgilere zaman içerisinde yenilerini eklerler hatta farklı yerlere kayıt oluşturdukları sırada kendisi için farklı kimlikler yaratıyorlar. Eski zamanlarda kişilerin kendilerini ispat etmesi görünüm, tanıdıklar vasıtasıyla mümkün olurken genişleyen ekosistemlerde daha resmi araçlara ihtiyaç duyulmuş ve nüfus cüzdanı, ehliyet, pasaport, fatura ve benzeri fiziksel dokümanlar ile kim olduklarını ispatlamaya başlamışlardır.

Günümüz dijitalleşen dünyasında ise, dijitalleşmenin getirdiği imkanlardan azami fayda sağlamak için “dijital kimlik” kavramı ortaya çıkmış olup kişilerin kendi kimlik bilgilerini dijital ortamda farklı kurumlar ile paylaşabilmesi bu sayede kayıt, başvuru gibi süreçlerin tamamını dijital gerçekleştirebilmesi mümkün hale gelmiştir. Hatta bu süreçlerde kişilerin kendi verilerini kaynağını değiştirmeden kendisini kanıtlama amaçlı paylaşması sağlanabiliyor.

BCTR “Bankacılık, Finans ve Sigortacılık” Çalışma Grubu tarafından hazırlanan raporda dijital kimliğin neden önemli olduğu ve örnek kullanım senaryolarından yola çıkılarak ekosistem paydaşları belirlendi. Rapor dijital kimliğin hemen tüm sektörlerde kullanım alanı bulunup kamu ve özel paydaşların bir araya gelmesi ile daha büyük etki yaratmasının mümkün hale geldiğini vurguluyor ve bu süreç içinde blockchain teknolojisinin rolünü, faydasını ve dezavantajlarını etraflıca ele alıyor.

Üretim, Lojistik ve Ulaşım Çalışma Grubu: Tedarikçi Tanıma Platformu Raporu

Verimli bir tedarik zinciri yönetimi, şirketlerin daha iyi hizmetler sunarken maliyetlerini düşürmelerine ve müşteri memnuniyetini arttırmalarına yardımcı oluyor. Tedarik zincirinde maliyetleri düşürmenin ve daha iyi hizmet vermenin anahtarı başarılı bir taşımacılık, depolama, envanter yönetimi ve aksaklık yaşatmadan anlaşılan koşullara göre gerçekleştirilen ödemelerdir. Ancak bunları başarmak her zaman göründüğü kadar kolay değildir. Tedarik zinciri uzmanları ve yöneticileri tedarik zinciri süreçleri boyunca yoğun bilgi akışına ihtiyaç duyuyor ve farklı engellerle karşı karşıya kalıyor.

BCTR “Üretim, Lojistik ve Ulaşım” Çalışma Grubu tarafından hazırlanan rapor, bahsedilen problemleri çözmek adına blockchain tabanlı bir Tedarikçi Tanıma Platformu çözümü ortaya koyuyor. Bu çözüm teknik gereksinimlerden ziyade farklı tarafların içinde bulunduğu bir uzlaşma modeli oluşturmayı analiz ediyor ve bu model içinde uygulanması gereken süreçleri ele alıyor.

Hukuk, Düzenlemeler ve Kamu İlişkileri Çalışma Grubu: Dünyada Blokzinciri Regülasyonları ve Uygulama Örnekleri

Blockchain Türkiye Platformu (BCTR) tarafından karşılaştırmalı olarak hazırlanan rapor ile blokzinciri teknolojisine yönelik dünya çapındaki regülasyon çalışmalarını okuyucuların dikkatine sunuyor. Çalışma kapsamında, dünyada hâlihazırda hazırlık aşamasında olan ve tamamlanmış mevzuat çalışmaları, günümüzde karşımıza çıkan uygulama alanları ile birlikte ana hatlarıyla ele alındı. Sonuçta BCTR olarak blokzinciri teknolojisine ilişkin regülasyon ihtiyacı ve benimsenmesi gereken politikalara dair görüşlerimiz okuyucularımızın dikkatine sunuldu. Bu raporun hazırlanma sürecinde, Türkiye Bilişim Vakfı ve rapora katkılarını sunmuş olan üyeler tarafından, Türkçe ve yabancı birçok kaynaktan yararlanılarak; en güncel gelişmelerin ortaya konulması hedeflendi.

Dünya çapındaki blokzincirine yönelik hukuki gelişmeler incelendiğinde ülkelerin bu aşamada önünde iki seçenek bulunduğu söylenebilir. Bunlardan ilki; blokzinciri teknolojisini doğrudan mevcut mevzuat altında düzenlemeye tabi tutmak veyahut bu teknolojiye yeni bir düzenleme çerçevesi getirmek. İkincisi ise doğrudan bir regülasyon çalışmasında bulunmadan sektörde oyuncuların blokzinciri teknolojisine ve uygulamalarına ilişkin tepkilerini gözlemleyerek nasıl bir regülasyon ihtiyacı olduğunu ortaya koymaktır. Her iki yaklaşım da olumlu ve olumsuz yanlarıyla eleştirilere tabi tutulsa da başta Türkiye olmak üzere ülkelerin bu yeni teknolojiye kayıtsız kalması mümkün değildir.

Blockchain Türkiye Platformu

Türkçe ve İngilizce, çift dilde hazırlanan raporlar Blockchain Türkiye Platformu www.bctr.org internet sitesi altında yer alan “Çalışma Grupları” bölümüne girilerek ücretsiz olarak indirilebiliyor.

Blockchain Türkiye Platformu bundan sonraki süreçte de oluşturduğu ekosistemin katkıları ile Türkiye’ye fayda sağlamak üzere eğitim ve etkinlikler düzenleyerek, yeni bilgilendirici yayımlar ve içerikler oluşturarak, bilim, sanayi ve teknoloji akademileri, düşünce kuruluşları, üniversiteler, diğer ülke ve birliklerin blockchain platformları ve konsorsiyumlarıyla önemli iş birliklerine imza atarak çalışmalarına devam edecek.

Haberimizi blockchain teknolojileri ile ilgilenen okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Perakende Sektörü Hareketlenirse, Tüm Sektörler Hareketlenir!

$
0
0

Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) tarafından düzenlenen organize gıda perakende sektörünün en büyük buluşması olan Yerel Zincirler Buluşuyor Fuar ve Konferansı YZB 2019, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu'nu ağırladı.

"Perakende Ticaret Hacmi 7 Aydır Azalmaya Devam Ediyor"

Üreticiden, tedarikçi ve perakende satış noktasına kadar binlerce sektör temsilcisini ağırlayan YZB 2019'da konuşmacı olarak yer alan ve Türkiye'nin zor bir seneyi geride bıraktığını belirten Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, "Döviz kurları, faizler, enflasyon yükselişi, ekonomiyi gözle görülür şekilde yavaşlattı. Hem reel sektör hem de hane halkı güven endeksindeki gerileme sonucu tüketim ve yatırım azaldı. Perakende ticaret hacmi 7 aydır azalmaya devam ediyor. Geçen yıl son çeyrekte reel olarak yüzde 2 düştü. Son 2 ayda ise yüzde 6 geriledi. Hükümetimizin geçtiğimiz günlerde ifade ettiği gibi son 2 çeyrektir resesyon dönemindeyiz. Bu sıkıntılı süreci aşmak için TOBB olarak hem sizlerle hem de hükümetimizle sürekli istişare içindeyiz. Sizlerin değerli görüş ve önerilerini hükümetimizin nezdinde dile getiriyoruz. Perakende demek iç tüketim demek. Ekonominin yüzde 60'ı demek. Ekonominin hem lokomotifi hem de öncü göstergesi demek" dedi.

"Perakende Sektörü Hareketlenirse, Tüm Sektörler Hareketlenir"

Türkiye’nin önünde 4,5 yıllık bir seçimsiz dönem olduğuna dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, “Bu dönemde artık herkes ekonomiye odaklanmalı. Bizler de siyaseti geride bırakıp işimize odaklanmalıyız. 2013 yılından bugüne 7 seçim geçirdik. Bu süreçte bazı yapısal reformlar geride kaldı. 4,5 senede yapısal reformlara odaklanıp, önümüzdeki bıraktığımız işleri çözmemiz gerekiyor. Ekonomide, özellikle turizmdeki toparlanmanın, perakende başta olmak üzere diğer sektörlerde de artmasını bekliyorum. Perakende sektörü için özellikle İstanbul’un yeni havalimanı bir avantaj. Sektörü olumlu etkileyecek. Ortadoğu, Afrika, Uzak Doğulu yüksek alım gücüne sahip turist girişinin artması, perakende için itici güç olacak. TOBB olarak sizler için önemli gündemleri Ankara ile paylaşmaya, ticaretinizi artırmak için aksiyonlar almaya devam edeceğiz. Perakende ve diğer sektörler için atılacak adımların ekonominin tamamına olumlu yansıyacağına inanıyorum. Hareketlilik perakende sektöründe başlıyor. Siz hareketlenirseniz, tüm sektörler hareketleniyor.” açıklamasını yaptı.

"Sektörde Haksız Rekabete Yol Açan Uygulamalar Mevcut"

Konuşmasında indirim mağazaları ve private label ürünlerin markaların büyümesini engellediğini belirten M. Rifat Hisarcıklıoğlu; "Sektörün geldiği bu durum rekabeti bozuyor. Bir taraftan üreticilerimize kendi ürettiğin ürünle markalaş diyoruz. Ancak markalaşmayı private label aşağı indiriyor. Bu iş için önlem alınmazsa milli gıda üretimi kalmayacak. Sanayicilerimiz ve üreticilerimiz taşeron konumuna gelecek. O halde bu konunun denetim altına alınması gerekiyor. Perakende Kanunu'nun bunu kapsayacak şekilde revize edilmesi için Ticaret Bakanlığımız ile çalışıyoruz." dedi.

"Hayat Hızla Dijitale Doğru Evriliyor"

Türkiye ekonomisini hareketlendiren perakende sektörünün gelecek önlemlerini bugünden alması gerektiğini belirten Hisarcıklıoğlu; "Perakende sektörünün geleceğini e-ticaret belirleyecek. Dünyada perakende sektörü yıllık büyümesi yüzde 3-4. Buna karşın küresel e-ticaret yılda yüzde 16 büyüyor. Bizim perakende sektörü ise yüzde 3 büyüme elde ediyor. Dünyanın 17'nci büyük ekonomisiyiz. Ama e-ticarette bulunduğumuz durum çok aşağıda. Ülke olarak 70 milyon kişiye mobilden ulaşabilir hale geldik. Dönüşüme en hızlı adapte olan perakende sektörü. Sizler girişimci ve cesursunuz. Türkiye'de son 5 yılda e-ticaret hacmi yüzde 30 büyüdü. Kendi büyümeniz ile kıyaslarsanız, odaklanmamız gereken nokta e-ticaret." dedi.

"Son 2 Ayda Perakende %6 Düşerken, E-Ticaret %23 Büyüdü"

Şehirleşme ve teknoloji dünyasındaki gelişimle birlikte tüketici alışkanlıklarında değişim olduğuna dikkat çeken Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu: "Bugün karşınızda daha şehirli, daha mobil ve daha hızlı kolay tüketim yapmak isteyen büyük bir nüfus var. Tüketicilerin bu tüketim kavramlarına, onların taleplerine hızlı cevap vermeliyiz. Türkiye'de e-ticaret hacmi 50 milyar TL. Ülkemizde son 5 yılda e-ticaret hacmi yüzde 30 büyüdü. Her 4 tüketiciden biri internet üzerinden alışveriş yapıyor. Bu oran hızla artmaya devam ediyor. Son 2 ayda perakende ticareti yüzde 6 düşerken, aynı dönemde internet üzerinden satışlar yüzde 23 büyüdü. Yani pazar dijital markete kayıyor. Dünya trendleri de bu yönde. Dünyadaki perakendeciler sosyal medya kullanımını her geçen gün artırıyor. Yazılı ve görsel medya yerine yatırımlarını sosyal medya reklamlarına yapıyor. Yıllık bazda dijital reklam pastasının büyümesi yüzde 20'lere geldi. Geçen yıl İngiltere'de toplam dijital reklam harcamasının dörtte biri sosyal medyada gerçekleştiği açıklandı. Tüketiciler dijitalde. Ürünleri inceleyip, kıyaslayıp, marka ve tüketici tecrübelerini okuyup, daha mobil ve daha hızlı, kolay tüketim yapmak istiyor."

"Kısa Çalışma Ödeneğinden 72 Bine Yakın Çalışan İstifade Etti"

Perakende ve diğer sektörlerde işi yavaşlayan, tasarrufa gitmek durumunda kalan işletmeciler için "Kısa Çalışma Ödeneği"nin hayata geçirildiğini belirten Rifat Hisarcıklıoğlu, "Hükümetimiz ile birlikte çalışıp hayata geçirilen 'Kısa Çalışma Ödeneği' ile mecburen tasarrufa gitme durumunda kalan işletmeciler için hükümetimiz 3 ay boyunca tasarruf etmek istenilen işçinin bütün vergi, sigorta ve ücreti dahil olmak üzere destek olacak. Üç ay sonra işleri düzelen işletmeciler, tecrübeli kadrosunu işe alabilecek. Bu ödenekten şimdiye kadar 72 bine yakın çalışan kardeşimiz istifade etti" dedi. Geçen yıl uygulanmaya başlanan iş mahkemelerindeki arabuluculuk konusuna da değinen Hisarcıklıoğlu, "Geçtiğimiz yıllarda işçi mahkemelerinde davaların yüzde 99.2'sini işverenler kaybediyordu. 2018 yılında arabuluculuk zorunlu hale geldi. 2018 yılında arabulucuya giden dosya sayısı 350 bindi. Bu dosyaların yüzde 70'inde uzlaşma sağlandı" açıklamasını yaptı.

"Tüketim Kararlarında En Çok Kadınların Sözü Geçiyor"

Hisarcıklıoğlu son olarak perakende sektöründeki yer alan şirketlerin yönetimlerinde kadınlara daha fazla yer verilmesi gerektiğini belirterek; "Tüketim kararlarında en çok kadınların sözü geçiyor. Sizlere tavsiyem şirketlerinizde kadın yöneticilere daha fazla yer verin. Erkekler, onların hissettiklerinin aynısını hissedemezler. Ayrıca ikinci kuşak çocuklarınızı hatta kız çocuklarınızı da işlerinize dahil edin." dedi.

Haberimizi perakende sektöründe faaliyet gösteren okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Başarılı ve Girişimci Bir Patronun Sorumlulukları Neler?

$
0
0

Birçok insanın hayallerini süsleyen kendi işinin patronu olma düşüncesi gerçekten hayallerdeki gibi midir? İstediğiniz saatlerde işe gitmek, her işe koşturmak yerine çalışanlarınıza görevler verip sadece gidişatı takip etmek hayallerinizdeki patronun yaşayışı olabilir. Ancak söylememiz gerekir ki, gerçek hiç de böyle değildir. Öncelikle kendi işinizin patronu olmak için girişimci bir ruha sahip olmanız gerekir. Bu ruha sahip olanlar da bilir ki, patron olmak sadece oturduğu yerden görevler tanımlayan kişi demek değildir. Gerçek bir patron, işini daha iyi yerlere taşıyabilmek için elini taşın altına koyan kişidir. Sorumlulukları o kadar fazladır ki, bazen sadece bir çalışan olmanın rahatlığını özleyebilir.

Şimdi sizlere yönetici özellikleri nasıl olmalıdır, başarılı bir patronun sorumlulukları nelerdir, biraz bunlardan bahsedeceğiz.

İşte Başarılı Bir Patronun Özellikleri ve Sorumlulukları

1- Fedakarlık Yapmayı Bilmeli

Belki yıllarca mesai saatleri içerisinde çalışmaya, o saatler dışında sadece hayatınıza odaklanmaya alıştınız. Ancak patron olduğunuzda çoğu zaman gecenizi gündüzünüze katmanız gerekecektir. Yeri geldiğinde sosyal hayatınızdan, yeri geldiğinde ailenizden kısarak işinizi daha kaliteli yapabilmek için fazla mesai harcayacaksınız. Kendi işinin patronu olmak, sektörde iyi bir yere sahip olmak o kadar da kolay değil!

2- İletişimi Kuvvetli Olmalı

İyi bir yönetici olmak için iletişimi kuvvetli bir karaktere sahip olmak gerekir. En nihayetinde insanları yöneteceksiniz ve çalışanlarınızın mutluluğu, huzuru için onlarla iletişim kurduğunuz dili özenle seçmelisiniz. Ne zaman nasıl davranmak gerektiğini bilerek çalışan-yönetici dengesini iyi bir şekilde sağlamanız gerekir. Böylece çalışanlarınızla hem daha iyi bir iş çıkarırsınız hem de birlikteliğiniz daha uzun vadeli olur.

3- İyi ve Hızlı Kararlar Verebilmeli

Patronların önemli sorumluluklarından biri de, özellikle kriz anlarında önemli konularda hızlı bir şekilde karar verebilmektir. Mutlaka zaman zaman önünüze engeller çıkacaktır. Ancak ileri görüşlü ve kararlı bir yapıya sahipseniz, krizi iyi bir şekilde yöneterek durumu lehinize çevirebilirsiniz. Bu özellik, girişimcilerin sektörde tutunabilmelerini sağlayan temel özelliklerden biridir.

4- Maddi Sorumlulukları Üstlenebilmeli

Başarılı bir patronun önceliği asla kendi cebi olmaz. Markasına bilinirlik katmak, tercih edilen olmasını sağlamak için gerekirse kendi kazancından harcamayı bilir. Bunun yanı sıra, iyi bir patron çalışanlarının maaşlarını zamanında ve eksiksiz ödeyebilmeli, maddi sıkıntılar yaşasa bile çalışanların hakkından asla yememelidir. Bu zinciri iyi ve sağlam bir şekilde kurabilen bir patron, çalışanlarının da desteğiyle maddi zorluklarından çok daha kolay kurtulabilir.

5- Kaliteden Ödün Vermemeli

Başarılı bir patron demek, başarılı bir iş ve başarılı bir marka demektir. İyi bir yönetici, işlerinin kaliteli olmasını ve sorunsuz bir şekilde yürümesini istiyorsa işinde uzman çalışanları tercih etmelidir. Daha az maaşla işi bilmeyen birini çalıştırmak sadece kısa süreli kar elde ettirir. Bu hareket, uzun vadede kişiye daha çok zarar ettirecektir.

6- Gerekli Somut İhtiyaçları Karşılayabilmeli 

Verimli çalışabilmenin ön koşullarından biri uygun bir ortamın sağlanmasıdır. Ferah, modern mobilyalarla döşenmiş, yüksek hızda fiber internete sahip bir ofiste işinize odaklanmak daha kolaydır. 

eOfis kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

TÜBİTAK Bilim Merkezleri Web Portalı Yayına Başladı!

$
0
0

Günümüzde bilim ve teknolojiyi topluma ulaştırmada en etkili araçlardan kabul edilen bilim merkezleri ile ilgili tüm bilgilere 7’den 77’ye herkes rahatça ulaşabilsin diye TÜBİTAK, Bilim Merkezleri web portalını yayına aldı.

TÜBİTAK tarafından yayına alınan "TÜBİTAK Bilim Merkezleri" web portalında, bilim merkezleri tanıtılıyor, bilim merkezi içeriklerine ve dünyada bulunan bilim merkezi örneklerine yer veriliyor, kısacası bilim merkezleri ile ilgili aranılan tüm bilgilere ulaşılabiliyor. Ayrıca web portalında, TÜBİTAK destekli bilim merkezlerinin haberleri, duyuruları ve etkinliklerine de tek adreste ulaşım imkânı sunuluyor.

Bilim merkezleri sahip olduğu sergi düzenekleri ve eğitim atölyeleriyle ziyaretçilere bilimi uygulayarak ve deneyerek eğlenceli bir şekilde keşfetme imkânı sunarken; bilim merkezlerinde gerçekleştirilen bilim söyleşileri, bilim kafeler, bilim şenlikleri gibi etkinliklerle ziyaretçilerin deneyimleri zenginleştiriliyor.

TÜBİTAK, bilim merkezlerinin toplumumuzda bilim kültürünü yaygınlaştırmak için son derece kritik bir rol üstleneceği öngörüsünden yola çıkarak, ülkemizde bu merkezlerin kurulmasını ve yıllar içinde sayılarının artırılmasını hedefliyor. Bu kapsamda 2008 yılından bu yana Konya, Kocaeli, Kayseri, Bursa, Elazığ ve Üsküdar Bilim Merkezleri hizmete açılmış olup; yeni bilim merkezlerinin kurulum çalışmalarına devam ediliyor.

TÜBİTAK Bilim Merkezleri web portalı hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz bilimmerkezleri.tubitak.gov.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

TÜBİSAD, BT Sektörü 2018 Pazar Verileri Raporu’nu Açıkladı!

$
0
0

TÜBİSAD “Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü 2018 Yılı Pazar Verileri”ni açıkladı. Bu verilere göre sektör, TL bazında bir önceki yıla oranla yüzde 15’lik büyüme ile 131,7 milyar TL’lik hacme ulaştı. İstihdamını 139 bin kişiye çıkaran sektörün ihracatı da, 4,916 milyar TL olarak gerçekleşti.

Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD), 2018 yılı “Bilgi ve İletişim Teknoloji Sektörü Pazar Verileri”ni açıkladı. Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, TÜBİSAD Başkanı Kübra Erman Karaca’nın açılış konuşmalarını gerçekleştirdiği toplantıda, TÜBİSAD Bilgi Merkezi Komisyonu Başkanı Levent Kızıltan ve Deloitte Türkiye Direktörü Alper Günaydın rapor hakkında açıklamalarda bulundu.

"Özel Sektörün Dinamizmini ve Kamunun Gücünü Bir Araya Getirmek İstiyoruz"

Bilgi ve İletişim Teknolojileri sektörünün diğer sektörlerin gelişimini etkileyen merkezi bir konumda olduğunu belirterek, raporu hazırlayan TÜBİSAD’a ve paydaşlarına teşekkür eden Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, bilişimin Türkiye ekonomisi için öneminin her geçen daha da arttığını vurgulayarak şunları söyledi: “Bilişim sektörünün sanayi 4.0’ı konuştuğu, savunma sanayinin insansız hava araçlarını kullandığı, yapay zekânın gündemi yoğun olarak meşgul ettiği bir dönemde, Türkiye’nin böyle bir sektörü ihmal etmesi söz konusu olamaz. Bilhassa savunma sanayinde kullanılan yerli ve milli ürünler göğsümüzü kabartıyor. Şüphesiz ki yaşanan bu gelişmelerin temelinde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın başlattığı “Milli Teknoloji Hamlesi” nin büyük ve göz ardı edilemez bir etkisi var. 2023 yılına gelindiğinde ülkemizi tamamen yerli ve milli üretime kavuşturacak olan şey işte bu ülküdür. Bu ülkünün sağlam temeller üzerine kurulabilmesi için Bakanlık olarak bilgi ve iletişim teknolojileri konusunda diğer kurum ve kuruluşlarla ve paydaşlarla değerli fikirlerin, tecrübelerin paylaşıldığı yoğun çalışmalar yapıyoruz ve kamuoyu ile paylaşıyoruz. Yine sektördeki nitelikli işgücü açığını gidermeye ve iç pazar talebini arttırmaya yönelik girişimlere gereken katkıyı sağlamaya devam ediyoruz. Yerli ve milli teknolojilerin gelişiminde özel sektörün dinamizmini ve kamunun gücünü bir araya getirmek istiyoruz. Oluşan sinerji ile ülkemizin ekonomik gelişimine çok ciddi katkılar sağlayacağız.”

"Dijital Dönüşüm Reformunun Bir An Önce Hayata Geçirilmesi En Büyük Temennimiz"

TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Kübra Erman Karaca, "Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektör Verileri" çalışmasının her yıl daha önemli hale geliyor. Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü pazar verileri, 2018 yılı için yüzde 15’lik bir artışa işaret ediyor. Geçmiş yıllara oranla daha düşük olsa da, Türkiye’deki diğer sanayilerle kıyaslandığında oldukça yüksek bir büyüme oranı. Ancak gönlümüzden geçen çok daha yüksek artışlar. Çünkü ülkemizin hak ettiği ekonomik gelişmişlik seviyesine ancak bu şekilde çıkacağına inanıyoruz.  Sanayi üretiminde 2016 Ocak ayından bu yana meydana gelen toplam artış yüzde 8.3’te kalırken, yüksek teknolojili sektörlerdeki büyüme yüzde 54 olmuş. Bu veriler, şimdiye kadar hep ileri sürdüğümüz, ekonomideki büyümeyi yüksek teknolojili sektörlerin sürükleyeceği tezimizi bir kez daha ispatlıyor. Sayın Bakanımız Berat Albayrak, açıklamış olduğu yeni reform paketinde, ulaşılmak istenen noktanın sürdürülebilir bir büyüme ve istihdam olduğunu belirtmiş, ihracata dayalı, yüksek katma değer ve teknolojik üretimi önceliklendiren bir ekonominin tesis edileceğini vurgulamıştı. Bu hedeflerin gerçekleştirilmesi açısından en öncelikli olan sektör hiç şüphesiz ki bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü. TÜBİSAD’ın öncelikli konuları arasında yer alan, Dijital Türkiye ve ülkemizin dijital ekonomiye dönüşümü için sektörümüz stratejik öneme sahip. Bu dönüşüm sürecinde kamunun reel sektöre yol gösterici olması ve başta KOBİ’ler ve hane halkları olmak üzere, dönüşüm sürecini kolaylaştırıcı olması çok büyük önem arz ediyor. Dijital dönüşüm reformunu, yapısal reform programının önemli bir bileşeni olarak görüyoruz. Dijital dönüşüm reformunun ayrıntılı bir biçimde çalışılması ve bir an önce hayata geçirilmesi en büyük temennimiz.” dedi.

"Katma Değerli Faaliyetlere Odaklanılmalı"

Sekizincisi tamamlanan “Bilgi ve İletişim Teknolojileri Pazar Verileri” raporunun proje danışmanı Deloitte Türkiye Direktörü Alper Günaydın ise şöyle konuştu: “TÜBİSAD’la beraber son 6 yıldır gerçekleştirdiğimiz bu çalışma sektör için önemli bir kılavuz niteliğinde. Paydaşlardan sağlıklı veri akışı ile çalışmamızın kapsamındaki firma sayısı son 6 yılda 5 kattan fazla artarak 5.405’e ulaştı. Bu yıl sonuçlar TL bazında büyümeye işaret ederken, yazılım ve hizmet gibi katma değerli faaliyetlere odaklanmanın önemini de ortaya koymaktadır. Bu sayede sektördeki büyüme daha fazla ivme kazanabilecek ve özellikle ihracatta artış yakalanabilecektir.

Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü 2018 Yılı Pazar Verileri Raporunda Öne Çıkan İstatistiki Veriler

 DonanımYazılımHizmetİstihdam
Bilgi Teknolojileri17,1 milyar TL 18,3 milyar TL 9,4 milyar TL 105 bin 640
 Donanım Elektronik Haberleşmeİstihdam 
İletişim Teknolojileri27,9 milyar TL 59 milyar TL 33 bin 360 

Bilgi ve İletişim Teknolojileri toplam sektör büyüklüğü Türk Lirası bazında yüzde 15’lik büyüme ile 2018 yılında 131,7 milyar TL’lik hacme ulaştı. ABD doları bazında değerlendirildiğinde ise geçmiş yıllarda 30-33 milyar dolar bandında seyreden sektör büyüklüğü, kur etkisiyle, 2018 yılında 27-30 milyar bandına indi. Toplam sektör büyüklüğünü oluşturan iki ana unsurdan birisi olan bilgi teknolojileri Türk Lirası bazında yüzde 15,2’lik büyüme ile 2018 yılında 44,7 milyar TL’ye, İletişim Teknolojileri ise yüzde 14,9’luk büyüme ile 86,9 milyar TL’ye ulaştı.

2018 yılında sektörün toplam istihdamı 139 bin kişiye çıktı. Toplam istihdamda yüzde 4’lük bir artış kaydedildi. Sektörün toplam istihdamının yüzde 76'sı Bilgi Teknolojileri kategorisinde bulunuyor.

Teknokentlerde büyüme sürdü, 2018 yılında teknokentlerde yaratılan ciro bir önceki yıla göre yüzde 23,1 oranında artarak 16 milyar TL’ye ulaştı. 2018 yılında toplam sektör hacminin yüzde 12’si teknokentlerde yaratıldı.

Sektörün ihracat performansı TL bazında yüzde 14’lük büyüme ile 4,916 Milyar TL olarak gerçekleşirken, 2018 yılında Lira’daki ortalama yüzde 32’lik değer kaybı nedeniyle dolar bazında küçülme oldu. İhracat performansını artırılması için teknoloji firmalarının kurumsal kapasitelerinin artırılmasına ek olarak pazar çeşitliliği faaliyetlerinin de desteklenmesi gerekiyor.

Önümüzdeki 5 Yılda En Fazla Etkiye Sahip Olacak Sektörler

Önümüzdekİ 5 yılda en fazla etkiye sahip olacak sektörler TÜBİSAD’ın “Bilgi ve İletişim Teknoloji Sektörü 2018 Yılı Pazar Verileri” Raporu‘nda BİT şirketlerinin beklenti ve öngörülerine de yer verildi.

Rapora göre, şirket temsilcileri önümüzdeki 5 yılda sektörün üzerinde etkili olacak teknolojik alanları şöyle sıraladı: Yapay Zeka , Bulut Teknolojisi, Analitik/ Büyük Veri, Endüstri 4.0, Siber Güvenlik, Gelişen Teknolojiler (3D yazıcılar, sanal gerçeklik, vs), Blockchain, Mevcut Sistemlerin Modernizasyonu.

Haberimizi bilgi ve iletişim teknolojileri sektörlerinde faaliyet gösteren okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

STK'lar İçin Kurumsal Hibe Programı Başvuruları Açıldı!

$
0
0

Sivil Toplum için Destek Vakfı’nın, Turkey Mozaik Foundation ile iş birliği çerçevesinde, bireysel ve kurumsal bağışçıların desteği ile hayata geçirdiği Kurumsal Hibe Programı’nın 2019-2020 dönemi başvuruları devam ediyor. Son başvuru tarihi 6 Mayıs 2019.

Kurumsal Hibe Programı kapsamında dezavantajlı kesimlerin toplumsal katılımını geliştirmek ve/veya sosyal refahını artırmak amacı doğrultusunda çalışan sivil toplum kuruluşlarının (STK) kurumsal gelişimine destek vermek hedefiyle kira, insan kaynağı, uzman desteği, seyahat gibi masraflarını içeren başvuruları kabul edilecek.

Kurumsal Hibe Programı’nın 2019-2020 döneminde ilk kez STK’lara verilecek finansal desteğin yanı sıra, kurumsal kapasitelerini güçlendirmeye yönelik bir kapasite geliştirme bileşeni de hayata geçirilecek.

Sivil Toplum için Destek Vakfı tarafından geliştirilen kurumsal kapasite bileşeni ile desteklenen STK’lar belirleyecekleri öncelikler doğrultusunda 1 yıl süre ile;

  • finansal sürdürülebilirlik (kaynak geliştirme),
  • aynı alanlarda çalışan STK’larla ortak çalışmalar yapma,
  • yeni bir fikri proje haline getirme ve uygulama,
  • üzerinde çalışılan sosyal sorunla ilgili kamuoyu yaratma ve/veya karar alıcıları etkileme (savunuculuk ve lobi faaliyetleri),
  • toplumda ve/veya hedef kitlede yaratılan etkiyi/değişimi ölçme
  • kurum içi ve dışı iletişim

konularında uzman mentorlarla çalışarak kurumsal kapasitelerini güçlendirmeye yönelik çalışmalar için destek alacaklar.

Kurumsal Hibe Programı kapsamında STK’lara dağıtılacak hibenin toplam tutarı en az 240.000 TL. Başvuru yapan STK’lar hibe programından en fazla 12 ay süre ile faydalanabilirler ve en fazla 60.000 TL talep edebilirler.

Hangi STK'lar Başvuru Yapabilir?

Aşağıda yer alan başvuru kriterlerine uyan ve tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar hibe programına başvurabilirler:

  • Türkiye’de kurulmuş, dernekler, vakıflar ve kooperatiflerle diğer kar amacı gütmeyen,
  • En az bir senedir sahada aktif olarak çalışan,
  • 2018 yılındaki gelirleri 30.000 TL’den fazla ve 750.000 TL’den az olan,
  • Çalışmalarının odağında dezavantajlı kesimlerin toplumsal katılımını geliştirmek ve/veya sosyal refahını artırmak olan
  • Kurumsal kapasite gelişimi ile ilgili bir vizyona ve ihtiyaca sahip olan kuruluşlar.

Kurumsal Hibe Programı hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz (başvuru koşulları, değerlendirme kriterleri, takvim, başvuru formu, vb.) www.siviltoplumdestek.org web adresini ziyaret edebilirsiniz.

SivilToplumDestek.org kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

BUBA Campus, Girişimcilerin Yeni Adresi Olma İddiasıyla Açıldı!

$
0
0

İletişim, denizcilik, sağlık, turizm, agritech, biotech, fintech, regtech gibi pek çok dikeyde fikirleri olan girişime ev sahipliği yapacak olan BUBA Campus, 29 Nisan Pazartesi günü Maslak’taki binasında açıldı.

Yaklaşık 1000 m2 kapalı alanda kurulan BUBA Campus, fikir ve kuluçka aşamasında veya minimum yaşamsal ürüne (MVP) sahip teknoloji tabanlı girişimlerin, gelecek hedeflerine ulaşmasında eğitimden mentorluk ve koçluğa, değerlemeden, fikri mülki haklara ve melek yatırıma kadar ihtiyaç duyacakları tüm desteği kendi bünyesinde sağlayacak.

Boğaziçi Üniversitesi mezunlarınca kurulan güçlü yatırım ağlarından BUBA Ventures ve Türkiye’nin önde gelen Kurumsal Gelişim, Koçluk ve Mentorluk platformlarından House of Human’ın ortak girişimiyle kurulan BUBA Campus açılışı, girişimcilere yönelik "Para", "Akıl" ve "Yol" konulu paralel panellerle gerçekleştirildi.

Açılış konuşmasını yapan BUBA Ventures Başkanı Timuçin Bilgör: “Türkiye’deki girişimcilik ruhunun beslenmesi, yerli ve yabancı yatırımcıların ilgisinin arttırılması, girişim ekosisteminin geliştirilmesi her zaman en büyük hedefimiz oldu. İnovatif fikir sahibi olan girişimcilere iş fikri aşamasından yatırıma, şirketleşmedenticarileşmeye kadar olan süreçte, ofis ve altyapının yanı sıra eğitim ve mentorluk ile stratejik danışmanlık hizmetlerini sunan bir merkez olan BUBA Campus’ü açmaktan gurur duyuyoruz. BUBA Campus’te yer alacak girişimcilere Kurucu ortağımız House of Human’ın eğitim, yönetim, koçluk ve mentorluk konusundaki tartışmasız tecrübesi ve bilgi birikimi ile parayı, akıl ve bilimle birleştiren bir yol inşa ettik. Bu kampüste BCB, Bosphorist Teknoloji Fonu, TÜGİM, AC gibi birçok iş ortağımızı bir araya getirdik. Dışarıdan taşımalı sistem yerine, BUBA Campus’te paydaşlarımızın her birinin ofisi veya masası bulunmakta. Oluşturduğumuz bu güç birliği ile girişimler 360 derece destek alacak. Biliyoruz ki, varılmak istenen hedefte fikir ve cesaret önemli; ancak bunların deneyimle, uzmanlıkla bir araya gelmesi ve yatırımla desteklenmesi, girişimcinin bu yolda hızını arttıracak ve hata payını en aza indirgeyecektir. Bizler bunun için buradayız.” dedi.

Timuçin Bilgör’ün ardından söz alan House of Human Kurucu Ortağı Nuri Murat Avcı ise şunları söyledi: “Dünyada koçluğun duayen ismi Sir John Whitmore, performansın formülünü şöyle tanımlıyor. Performans= Potansiyel - Parazit. Girişimcinin önünde iki temel parazit mevcut. Biri iç parazit ki bu, girişimcinin kendi olumsuz düşünce yapısının ve tecrübe bilgi eksikliğinin ürettiği parazitler, diğeri ise dış parazit ki bu da girişimcinin çevresi, girişimcilik ekosistemi ve yakınlarının ürettiği parazitler. İşte biz House of Human olarak, kuruluşuna liderlik ettiğimiz TÜGİM ve AC’nin de destekleri ile bu parazitlere odaklanarak BUBA Campus’te girişimcilerimizin potansiyelini performansa çevirmesine katkı sağlayacağız. Türkiye, 82 milyon nüfusu ile önemli bir potansiyel ama bir o kadar da iç ve dış parazite sahip bir ülke. Bu parazitleri ortadan kaldırmak adına biz elimizden geleni yapacağız. Hedefimiz BUBA Campus’te 6 şar aylık dönemlerde minimum 20’şer girişime ev sahipliği yapmak ve eğitim, mentorluk, koçluk yatırım ağımızla buluşturmak.”

Etkinlik, paneller sonrası yapılan keyifli bir kokteyl ile sona erdi.

BUBA Campus hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.bubacampus.com web adresini ziyaret edebilirsiniz. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


PowerUp! Büyük Finalinde Türkiye’yi ENLİL Temsil Edecek!

$
0
0

EIT InnoEnergy tarafından bu yıl 5’incisi düzenlenen PowerUp! Yarışması’nın, Türkiye finali, Sabancı Üniversitesi tarafından, EnerjiSA ve Borusan EnBW Enerji sponsorluğunda 25 Nisan Perşembe akşamı Kolektif House Levent’te gerçekleşti.

Türkiye’nin 10 farklı şehrinden 36 startup’ın başvuru yaptığı PowerUp 2019 Türkiye finallerinde 4 farklı şehirden 8 startup sahne aldı. Türkiye enerji sektörünün önde gelen kurum temsilcilerinden oluşan jüri, Deveci Tech’i birinciliğe layık gördü. İstanbul’da düzenlenen Türkiye Finali’nde ikincilik ödülünün sahibi ise yaşam alanları için akıllı ısıtma üniteleri geliştiren EVANA olurken; enerji dağıtım sektörleri için yapay zeka destekli talep yönetim teknolojileri geliştiren D.R.E.A.M – Onur Enerji ekibi üçüncülük ödülünün sahibi oldu.

Yarışmada jüri üyeleri tarafından birinciliğe layık görülen Deveci Tech ekibinden Kemal Şengüler projeleri ve kazandıkları birincilikle ilgili şunları söyledi; “İlk günden bu yana hem ülkemiz hem de dünya genelinde temiz enerji teknolojilerinin yaygınlaşması adına çalışıyoruz ve bu amaçla da geliştirdiğimiz ENLİL ürünü, ilk defa İstanbul’da devreye alındı ve global bazda çok ciddi ilgi uyandırdı. Bu amaçla da ENLİL’i global pazarlara taşımak için bize faydası olabilecek her kurum ve organizasyonla işbirliği yapmaya gayret ediyoruz. Bu süreçte Sabancı Üniversitesi SUCool ekibinin yönlendirmeleri doğrultusunda başvurduğumuz ve birinci seçildiğimiz PowerUp! Yarışması’nın, Avrupa’daki potansiyel müşteri ve partnerler ile tanışma ve yeni pazarlara açılma noktasında bize çok değerli ve uzun vadeli faydalar sunacağına inanıyoruz. Amacımız 21 Mayıs’ta da dereceye girerek Avrupa yolculuğumuza güzel ve anlamlı bir başlangıç yapmaktır.”

Başarının Reçetesi: İş Farkındalığı ve Pazar Potansiyeli!

PowerUp 2019 Türkiye Finalinde Sabancı Üniversitesi’ni temsilen jüri üyesi olarak yer alan Dr. Volkan Özgüz, değerlendirme süreçlerini şöyle anlattı,“Jüri üyeleri olarak bizim için en önemli kriterler arasında, fikirlerin küresel ölçekte başarılı olma potansiyeli, bununla birlikte uygulanabilir ürün ve servislerin uzun vadeli gelişim potansiyeli yer alıyor. Ülke Finali’ne katılan startup’lar, çok çeşitli ürünler ve çözümler sundu ancak biz en yüksek potansiyeli, Deveci Tech (ENLİL)’de gördük. Bu şirket şimdi, ülkemizi temsil etme ayrıcalığına sahip olacağı Büyük Final’e hazırlanıyor.”

Deveci Tech Büyük Finale Hazırlanıyor

Power Up! Türkiye Finali'ni kazanan DeveciTech diğer 14 ülke finallerinin kazananları ile birlikte, 50 bin Euro birincilik ödülü ve 150 bin Euro’ya varan finansman desteğine erişim imkânı sunan InnoEnergy’nin prestijli Highway® hızlandırıcı programına katılma şansı için 21 Mayıs’taki büyük finalde yarışacak.

PowerUp! Yarışması hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.powerup.innoenergy.com web adresini ziyaret edebilirsiniz. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

2030'ların Dijital Müşteri Anlayışı Zirvede Konuşuldu!

$
0
0

Türkiye’nin müşteri deneyimini konu alan ilk ve tek etkinliği “Müşteri Hizmetleri & Deneyimi Zirvesi”, bu yıl 7. kez, dünyadan ve ülkemizden önemli isim ve markaları bir araya getirdi.

"Deneyim Kazandırır" teması ile düzenlenen etkinlikte müşteri hizmetleri anlayışı her yönüyle irdelenirken, sektör duayenleri ile 2030 yılı dijital müşteri senaryoları tartışıldı. Yaklaşık 750 kişinin katılım gösterdiği organizasyon kapsamında 42 konuşmacı; 20 oturum ve 6 panelde, olumlu bir müşteri deneyiminin nasıl başarılacağını, çeşitli yönleriyle 2 paralel salonda katılımcılarla paylaştı.

Müşteri Hizmetleri & Deneyimi Zirvesi, Nice Medya Satış Direktörü Karin Erkan'ın açılış konuşmaları ile başladı. Erkan burada yaptığı konuşmasında “Bir markanın yarattığı Olumlu Bir Müşteri Deneyiminin dönüşü, firmaya sadece müşteri memnuniyeti, sadık müşteriler sonucunu doğurmakla kalmıyor. Günümüzde içinde bulunduğumuz şartların getirdiği, gelir elde etme gerekliliği, müşteri deneyiminin doğru kurgulandığı zaman satıştan tahsilata kadar uzanan süreçte markaya gelir sağlayıcı özelliği ile örtüşüyor. ” dedi.

Cahit Erdoğan: "Müşteriler Daha Güçlü ve Sağlıklı İletişim Deneyimi Yaşamak İstiyor"

Türkiye’nin ilk müşteri deneyimi endeksini zirvede sektör temsilcilerine tanıtan Turkcell Global Bilgi Genel Müdür Yardımcısı Cahit Erdoğan, "Turkcell Global Bilgi olarak bir süredir Müşteri Deneyimi Endeksi üzerine bir çalışma yapıyoruz. İlk kez bu etkinlikte bu projemizin lansmanını gerçekleştirdik. Bu endeks ile bizler, müşteri ve çalışan gözünden deneyimin olgunluk seviyesini ölçmeye çalıştık. Proje kapsamında 35 marka ile bir çalışma yürüttük. Sahada farklı sektörlerde 5 bin müşteri ve 500 çalışanın görüşünü aldık. Hem müşteri, hem de çalışanlar firmaların, kendilerine daha yakın olmasını talep ediyorlar. Müşteriler daha güçlü ve sağlıklı iletişim deneyimi yaşamak istiyor. Müşteriler, gerekirse markaların herhangi bir sorunun çözümü noktasında daha çok fedakârlık yapmasını talep ediyor. Müşteri Deneyimi Endeksi ışığında bizler de müşteri deneyimini artırmak için yeni stratejiler geliştirmeye devam edeceğiz" dedi.

Gürkan Platin: "Self Servislere Yatırım Yapın"

“Yakın gelecekte artık insanlar makinelerin yardımcıları olacak” diyen Next4biz Yönetim Kurlu Üyesi Gürkan Platin dijitalleşen iş dünyasında müşteri deneyiminin geleceğini şu sözlerle özetledi: “İnsanlar bir süre sonra makineyi asiste eden aktör olarak konumlanacak. Sonra makineyi denetleyen aktörler olacağız. Ya sonra…. Bir çok işi makineler yapacak. Ses teknolojileri, otomasyon servisleri, self servis çözümler, yoğun talep görecek ve gündelik hayatımız büyük değişim gösterecek. Netandaşların / dijital insanların 2 önemli beklentisi karşılamalıyız. Önemsenmek ve kendi işini kolayca yapabilmek. Bu nedenle self servis hizmetlere daha çok yatırım yapılması gerekiyor. Markaların satın alma motivasyonu yönlendiren 3 ana konu var. Listenin başında çocuklar,ikinci sırada ise kadınlar yer alıyor. Kristal neslin internette yaptığı paylaşımları iyi analiz eden markalar gelecekte lider konumda olacak.”

İzzet Çapa: "Başarımızın Sırrı Mekanları Film Platolarına Dönüştürmekte Gizli"

Ünlü İşletmeci İzzet Çapa’da zirvenin konuşmacıları arasındaydı. Mekanlarına gelenleri müşterileri hayal ortakları olarak adlandıran Çapa, “İstanbul’da bir çok mekanın işletmecisiyim. Misafirlerimizi müşteri olarak isimlendirmeyi çok yerinde bulmuyorum. Biz onların hayal ortaklarıyız. Bizler hayal mekanları yaratıyoruz. Her kitle için farklı bir segmentimiz var. Amacımız onların mutlulukklarına ortak olmak. Her mekanımızı ayrı bir film platosu olarak düşünüyoruz. Örneğin Cahide için farklı bir senaryomuz , Müşkülpesent için özel bir kurgumuz var. Restoranın rolüne uygun bir senaryo yazıyoruz ve o kurguyu hayal ortaklarımızın zihninde canlandırmaya çalışıyoruz. Bizim teknolojimiz kalp. Mekanlarımıza 6 ayda bir botoks yapıyoruz. Bizim müşteri anlayışımız kalplere dokunabilmek” sözleriyle başarısının sırrını paylaştı.

Müşteri Deneyimi Zirvesi kapsamında bu yıl, Usta Televizyoncu Sadi Özdemir’in moderatörlüğünde gerçekleşen“ 2030 Yılı Müşteri Deneyimi Trendleri” paneli ise geleceğe bugünden ışık tuttu. Vestel Müşteri Hizmetleri Genel Müdürü Tarkan Tekcan, Avisa Genel Müdür Yardımcısı Fahri Arkan, Yapı Kredi Bankası Müşteri İlişkileri Direktörü Gökhan Ayas’ın konuşmacı olarak yer aldığı panelde 2030 yılında dijital müşteri senaryoları tartışıldı.

Tarkan Tekcan: "TeknoSafiens’lere Dönüşeceğiz"

2030 da 3 kuşağın bir arada olacağına dikkat çeken Tarkan Tekcan, yeni nesil müşterilerin beklentilerini şöyle özetledi: “Başarılı olmak için tüm bu segmente özel strateji geliştirmemiz gerekiyor. Müşteriler yakın gelecekte TeknoSafiens’lere dönüşecek. Her şeyin yapay zekâdan beklendiği bir dünya ile karşı karşıya kalacağız. Çamaşır makinesi deterjan bitince kendi sipariş etsin,buzdolabında süt kalmayınca servis sağlayıcı bunu ayağıma getirsin talebine karşı ne kadar hazırız. Yol haritamızı buna göre oluşturalım. Yeni nesil çevreye de oldukça duyarlı. Bu nedenle yeşil dünya ile uyumlu ürünler geliştirmek zorundayız.Tüm iletişim kanallarından topladığımız veriyi iyi analiz etmeliyiz,daha çok mobil servis sunmalıyız. Hızlı servis, basitlik, sadelik, self optimizasyon ve müşteriyi özel hissettirmek kilit sözcükler” dedi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Girişim Sermayesi Şirketi Vinci'nin İlk Yatırımı Octovan'a!

$
0
0

Evden eve taşıma ve küçük /orta ölçekli parça eşya taşıma ihtiyacı olan kullanıcılar ile nakliyecileri bir araya getiren bir pazaryeri olarak ortaya çıkan Octovan, Vinci girişim sermayesinden yatırım aldı.

Şeffaf fiyat politikası, müşteri deneyimi ve memnuniyeti odağı ile ev ve eşya taşıma alanında kullanıcılara çözümler üreten Octovan, ücret ve hizmet kalitesine getirdiği inovasyonlarıyla online bir pazaryeri hizmeti veriyor. Artırılmış gerçeklik entegrasyonu  ile taşınacak eşyanın hangi araca nasıl yüklenmesi gerektiğini kullanıcıların anında görebilmelerini sağlayarak kullanıcılara farklı bir deneyim sunuyor. Bunun yanı sıra yetki belgeleri ile araç ve personel uygunluğu kontrol edilmiş güvenilir nakliyecileri referans ve puanlama sistemiyle ağına dahil eden uygulama, ‘Evini ve eşyalarını güvenilir nakliyeciler ile kolayca taşıt’ sloganıyla kurumsal ve bireysel taşıma çözümlerini hayata geçiriyor. Aynı gün e-ticaret lojistik çözümleri de sunan Octovan, yeni yatırım ile İstanbul’da büyümeyi ve Türkiye’nin diğer şehirlerine yayılmayı hedefliyor.

Aldığı yatırım hakkında açıklama yapan Octovan kurucu ortağı Erhan Güneş"Nakliye sektörü dijitalleşmede geriden gelen sektörlerden. Nakliye sektörünü dijitalleştirerek daha hızlı, güvenilir, şeffaf ve verimli hale getirirken, karlı bir platform modelinin de mümkün olduğunu kanıtlamayı başardık. Bu hem nakliye çözüm ortaklarımız, hem de iş ortaklarımız için yeni bir gelir modeli ve güvenilir bir değer anlamına geliyor.İlk günden itibaren Octovan’ı tercih etmiş kullanıcılarımıza çok teşekkür ederiz. Kullanıcılarımızın bize ilettikleri geri bildirimler ile ürünümüzü her geçen gün geliştiriyoruz. Octovan’la çalıştıktan sonra olumlu deneyimlerini çevreleriyle paylaşmaları bizim için çok değerli oldu. Aldığımız yatırımın parasal değerine ek olarak, Vinci’nin sağlayacağı tecrübe ve bağlantıların bizi daha hızlı ve sürdürülebilir büyümeye ulaştıracağına inanıyoruz.” dedi. 

Vinci Yatırım Komitesi Başkanı Şelale Zaim Gorton ise ilk yatırımlarına ilişkin açıklamasında, “Vinci’yi, 2018’in son çeyreğinde çalışmalarına başlayan bir girişim sermayesi şirketi olarak hayata geçirdik.” dedi. “Türkiye, Almanya ve İngiltere olmak üzere, mobilite, tedarik zinciri, enerji yönetimi/depolama ve endüstri 4.0 alanlarında erken aşama teknoloji şirketlerine yatırım yapıyoruz. İnci Holding’in stratejik yatırımcısı olduğu Vinci ile yatırım yapmanın ötesinde, gerçek bir stratejik ortak olarak portföyümüzdeki şirketlere değer katmayı hedefliyoruz. Octovan genç bir şirket olmasına rağmen, sınırlı kaynaklar ile pazarda oldukça yol katetmiş, kullanıcılara faydasını ve başarısını kanıtlamıştır. Pazardaki arayışımızda ve yatırım kararımızda bizi en çok etkileyen, Octovan’ın kurucu ortaklarının kısa sürede kurdukları yapı, vizyoner bakış açıları ve çeşitli sektör ve alanlarda diğer şirketlerle kurdukları iş birlikleri oldu. Dolayısıyla bu yatırım bizim için oldukça heyecan verici. Stratejik bakış açımız ve endüstriyel deneyimlerimizle Octovan’a yaptığımız finansal yatırımın ötesinde daha da gelişmesine katkıda bulunabileceğimize inanıyoruz. Önümüzdeki dönemde bu dinamik ve vizyoner ekiple çalışmak için sabırsızlanıyoruz.” ifadelerine yer verdi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Finans Sektöründeki En İyi Çalışmalar Sardis’te Yarışıyor!

$
0
0

Finans sektöründeki bankalar, sigorta şirketleri, finansal teknoloji şirketleri ve diğer finansal kuruluşlarının en yenilikçi projeleri ve üstün pazarlama başarılarının ödüllendirileceği Sardis Awards başvuruları devam ediyor.

MediaCat’in ev sahipliğinde bu yıl ilk kez düzenlenecek Sardis Awards’ta finans dünyasının en iyi projeleri ‘Ürün ve Hizmet İnovasyonu’, ‘Dijital Pazarlama’, ‘Müşteri Deneyimi ve Etkileşimi’, ‘Ekosistem Stratejisi’, ‘Kurum İçi İnovasyon’, ‘Entegre İletişim’, ‘Pozitif Sosyal Etki’, ‘İnovatif Hızlandırma ve Kuluçka Programları’ ve ‘Kurumsal İletişim’ olmak üzere dokuz farklı kategoride ödüllendirilecek.

Adını Manisa’nın Salihli İlçesi, Sart beldesi sınırları içerisinde yer alan ve sikkenin doğum yeri olan Sardes Antik Kenti’nden alan Sardis Awards'in son başvuru tarihi 28 Ağustos 2019.

Finans sektöründeki bankaların, sigorta şirketlerinin, finansal teknoloji şirketlerinin, diğer finansal kuruluşların ve finansal kuruluşlara hizmet veren ajansların en yenilikçi projelerinin ve üstün pazarlama başarılarının ödüllendirileceği Sardis Awards’ta dereceye girenler; finans sektöründeki şirketleri temsil eden üst düzey yöneticiler, finans sektörüyle ilişkili teknoloji yazarları, akademisyenler, araştırmacılar ve finans sektöründe etki yaratmış girişimcilerden oluşacak, bankacılık sektörünün duayeni Sayın Akın Öngör’ün başkanlığındaki jüri üyelerinin oylarıyla belirlenecek.

10 Mayıs 2016 – 28 Ağustos 2019 tarihlerini kapsayan projelerin yarıştığı organizasyonun tüm kategorilerine; bankalar, sigorta şirketleri, bireysel emeklilik şirketleri, varlık yönetimi şirketleri, sermaye piyasası kuruluşları, finansal kiralama şirketleri, finansal teknoloji şirketleri, diğer finansal kuruluşlar ve diğer kuruluşlar (finans kuruluşları ile iş birliği yapan diğer sektörlerden -yazılım, bilişim, telekom, perakende, hizmet sağlayıcı- şirketler) başvurabilecek. Ajanslar ise sadece Entegre İletişim Bölümü’ne reklam veren şirketleri ile beraber ortak başvuru yapabilecek.

Sardis Awards hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.sardisawards.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi finans sektöründe faaliyet gösteren okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

BMC, Aselsan, Roketsan, MKE ve Havelsan ile Güçlerini Birleştirdi

$
0
0

BMCIDEF'19 14'üncü Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda Türkiye’nin ilk tankı ALTAY’ın seri üretimi için alt yükleniciler AselsanRoketsanMKE ve Havelsan ile sözleşme imzaladı. Böylece Türkiye’nin yeni nesil ana muharebe tankı ALTAY’ın seri üretim hazırlıklarında önemli bir kilometre taşı tamamlanmış oldu.

BMC, IDEF 2019 Fuarı’nda Türkiye’nin ilk tankı ALTAY’ın seri üretimi için alt yükleniciler Aselsan, Roketsan, MKE ve Havelsan ile Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir’in katılımıyla sözleşme imzaladı. Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir yaptığı açılış konuşmasında Altay Tankı seri üretim sürecinin alanlarının en iyilerinin görev aldığı bir takımdan oluştuğunu ve bu takımın başarılı olacağına inancının tam olduğunu ifade etti. 

BMC Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak ise yaptığı konuşmasında şunları söyledi: "Altay Tankı’nın üretiminde devletimiz sorumluluğu BMC’ye yüklemiştir ve seri üretim BMC’nin liderliğinde yapılacaktır. Elbette ki Savunma Sanayi Başkanlığı önderliğinde ve Savunma Sanayi’nin güzide kuruluşları olan stratejik partnerlerimiz ile birlikte yapacağız bunu. Bu süreçte 200’e yakın milli firmamız yer alacak, bunların alt yüklenicisi olarak da 1.000’e yakın KOBİ görev alacak ve 100.000’e yakın insan istihdam edilecek. Altay Tankı’nın seri üretime geçmesi ile Türk Savunma Sanayi’nin millileşmesi ve yerlileşmesi stratejisinde bir eşik atlatacağız." dedi.

Türkiye’nin Yeni Nesil Ana Muharebe Tankı ALTAY Seri Üretim Yolunda

ALTAY tankının seri üretim sürecini başlatan ana sözleşme Savunma Sanayii Başkanlığı ve BMC arasında, 9 Kasım’da, Ankara’da imzalanmıştı. Ardından bütün tarafların yoğun çabasıyla ana alt yüklenicilerle aşağıdaki sistemler için sözleşme müzakereleri tamamlanarak imzalar 1 Mayıs 2019’da atıldı:

  • ASELSAN: Atış kontrol sistemi ve aktif koruma sistemi başta olmak üzere tank elektronik sistemleri
  • ROKETSAN: Zırh sistemi
  • MKEK: Ana silah sistemi
  • HAVELSAN: Tank eğitim simülatörleri

İmzalanan bu sözleşmeler projenin toplam büyüklüğünün yaklaşık %40’ını oluşturuyor.

Proje kapsamında Türkiye’nin Yeni Nesil Ana Muharebe Tankı ALTAY, yakın coğrafyamızda son dönemde yaşanan muharebe deneyimlerinden ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin geleceğe yönelik ihtiyaçlarından yola çıkılarak geliştirilen yeni koruma konseptine göre en üst seviyede manevra kabiliyeti, tank koruması ve ateş gücüne sahip olacak şekilde T1 ve T2 olarak iki konfigürasyonda üretilecek.

40 adet üretilecek olan ALTAY T1, muharebe alanında karşılaşılabilecek tüm tehditler dikkate alınarak geliştirilmiş olan; pasif, reaktif ve aktif koruma bileşenlerinden oluşturulmuş, çepeçevre zırh koruması ile muharebe alanlarında şimdiye kadar görülen en gelişmiş korumaya sahip Ana Muharebe Tankı olacak. 210 adet üretilecek olan ALTAY T2, ALTAY T1’in üzerine geliştirilmiş zırh sistemi, tecrit edilmiş gövde-mühimmat konfigürasyonu, lazer güdümlü tank topu atış, mürettebat eğitim modu ve mobil gizleme ağı-iz yönetimi yeteneklerine sahip olacak. Proje kapsamında ayrıca İnsansız Kuleli ALTAY T3 de geliştirilecek.

ALTAY T1 Demonstratörü IDEF 2019 Fuarı'nda Sergilendi

BMC, IDEF 2019 fuarında ALTAY T1 demonstratörünü de sergiledi. Türkiye’nin Yeni Nesil Ana Muharebe Tankı ALTAY, yakın coğrafyamızda son dönemde yaşanan muharebe deneyimlerinden ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin geleceğe yönelik ihtiyaçlarından yola çıkılarak geliştirilen yeni koruma konseptine göre yeniden tasarlandı ve ALTAY T1 konfigürasyonuna yükseltildi.

Muharebe sahasının en güçlü tank tehditlerine ve en gelişmiş güdümlü anti-tank füzelerine karşı etkin pasif zırh korumasının yanında, özellikle RPG tehditlerine karşı yeni nesil reaktif zırh (ERA) ve kefes zırh ile tüm anti-tank roket ve güdümlü füzelerine karşı 360 derece koruma sağlayan Aktif Koruma Sistemi de ALTAY T1 Ana Muharebe Tankına entegre edilerek tüm koruma sistemi güncellendi.

Savunma sanayiinde yerli ve milli üretim için atılan en önemli adımlar arasında yer alan işbirliğinin imza törenine, BMC Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak ve Yönetim Kurulu Üyeleri Talip Öztürk ve Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Mustafa Şeker, Kara Araçları Daire Başkanı Ahmet Raci Yalçın, ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Prof. Dr. Haluk Görgün, ASELSAN Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Kaval, Roketsan Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mustafa Aysan, ROKETSAN Genel Müdürü Selçuk Yaşar, MKE Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdür Vekili Mehmet Ünal, Havelsan Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Haci Ali Mantar, HAVELSAN Genel Müdürü Ahmet Hamdi Atalay yer aldı.

aberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Viewing all 7039 articles
Browse latest View live